Günün birinde ölüm yok olmaya karar verse ve o günden sonra
o ülkeye ölüm hiç uğramasa nasıl olurdu sizce?
“Muhteşem olurdu” dediğinizi duyar gibiyim.
Düşünsenize ölümsüzsünüz, her şey sonsuza dek sürüp gidecek.
Hayatınızda neler değişirdi? Hani her şeyin çok daha güzel olacağını
düşünüyorsanız şunu da sıkıştırayım araya da bir daha düşünün; zaman akmaya
devam edecek. Yani yaşlılık ve hastalıklar ölümsüzlükle birlikte yok olmayacak.
Nasıl da yaşlı, hasta bir topluluk haline gelirdik sizce?
Yaşlı popülasyonunun her geçen gün artması, hastanelerin
hastalara yanıt veremeyecek kadar dolup taşması, sosyal sigortalar kurumlarının
ve emeklilik sistemlerinin çökmesi, huzurevi yaşlı bakım evi gibi mekanlarının
sayısının artması, çalışan iş gücünün yetersiz kalmasının yanında “inanç”
sistemi nasıl etkilenirdi sizce? Ölüm olmayınca camiler, kiliseler, sinagoglar
dolar mıydı yine? Cennet cehennem kaygısı kalmayan, inanç sistemi çökmüş bir
toplumda din kuralları geçerliliğini korur muydu acaba? Peki cenaze levazım
işleri/işçileri, tabut üreticileri, mermer mezar taşı ustaları geçim kaynağını
nasıl sağlar, bu durum ekonomiyi nasıl etkilerdi?
YA DA;
Ölüm ansızın geri dönmeye karar verseydi!
Ancak bu geri dönüşün koşulu ölecek kişilerin bir hafta
önceden ölümden gelen bir bildiri ile öleceklerine dair tebligat almaları
olsaydı. Yani kısaca insanoğlu ölmeden önce öleceği günü bilseydi nasıl bir
süreç başlardı o ülkede?
Öleceğini öğrenen insanlar vasiyet yazıp, sevdikleri ile
vedalaşıp borçlu olduklarına borçlarını
mı öderdi yoksa deneyimleyemedikleri farklı olgulara mı yönelirlerdi?
İşte tam da bu konuyu işliyor Usta yazar Jose Saramago’nun
1998 Nobel Edebiyat Ödüllü eseri “Ölüm Bir Varmışi Bir Yokmuş”.
Okurken okuru düşünmeye sevk eden bir yazar Saramago. Her
satırında durup düşünülecek ip uçları sunuyor okura.
Gerçek edebiyat tadı duyumsamak isteyenlere “Kırmızı Kedi”
yayıncılıktan çıkan; konu olarak politik eleştiriden felsefi akıl yürütmeye
uzanan, bir kuram olarak inanç biçimlerini, felsefeyi doğum ve ölüm ekseninde
ele alan eseri tavsiye ediyorum.
Pınar Yeşiltay Sevim
28.10.2016
Karşıyaka / İzmir
Hiç yorum yok
Yorum Gönder