“Bir Çocuk Gelişir, Dünya Değişir”


28 Haziran 2016 Salı

“Bir Çocuk Gelişir,
Dünya Değişir”


21. yy kadınlarından beklenenler her geçen gün artarken, en zor soru her zaman annelikten geliyor.
Neye yetişeceğini artık şaşırmış durumda olan annelerin bilimsel ve güncel YOL HARİTASI’nı yeni nesil yazar “Uz. Canan Çam” sunuyor !


Genç yazar Canan Çam’ın Haziran ayında satışa sunulan ilk kitabı; ‘’Bir Çocuk Gelişir, Dünya Değişir’’, günümüz annelerine kılavuz niteliği taşıyor. Gebelik sürecinden başlayarak, ergenliğe varıncaya dek, annelerin gereksinim duyacağı çocuk gelişimine dair pek çok bilgiyi akıcı bir üslup ve bilimsel bir gerçeklikle sunuyor.

Ay ay çocuk gelişimi bilgileri, dönem dönem gelişim evreleri, kardeş kıskançlığı, uyaran zenginliği, ahlak gelişimi, okula hazırlık ve okul süreçleri, anne-baba tutumları, istismar ve çocuk ihmali gibi hayati konulara özgün bir anlatımla yer veren Canan Çam,  Mart 1986 Düzce doğumlu. Bilgiye hep aç olması, hiperaktif yapısı ve öğrendiklerini paylaşma isteğiyle çok sevdiği çocuklarla kendisine bir hayat kurdu.

Mesleğinin Temelleri 2009 yılında, Kıbrıs’ta atıldı. “Cyprusİnternational Üniversity’de” eğitimine başladı. Eğitime ve çocuklara dair gözlemlerini ve birikimlerini tamamen hobi amaçlı olarak yazmaya başladı.Aldığı olumlu tepkiler onu yüreklendirdi ve bu kitabı yazmaya karar verdi. Öğrenciliği sırasında birçok sosyal sorumluluk projesinde çalıştı.Okulunda. üstün başarısından dolayı “Şeref Belgesi” alarak mezun oldu. Mezuniyetinin ardından çok sevdiği Kıbrıs’tan ayrılarak İzmir’e döndü. Geleceğe dair planları şekillenmeye başlamıştı.
Bugün, 2009 yılında kurduğu hayallerini hep bir adım daha ileriye götürmek için çalışıyor. Eğitimde araştırmacı olması ve aileleri daha iyi tanıma isteğiyle 9 Eylül Üniversitesi “Aile Eğitimi Ve Danışmanlığı” Yüksek Lisans programına başladı.

İnsanlara özelliklede çocuklara  yardım etmek ona huzur veriyor.  İşine duyduğu aşkla geleceğine yön veriyor. Başarılı ve sevgi dolu bir gelecek için çabalıyor ve çalışıyor.
Geleceğimiz olan çocuklarımızın daha sağlıklı koşullarda büyümesi ve yetişmesi adına elinden gelenin en iyisini yapıyor.Aileleri de eğitimin güçlü bir parçası yapmak gerçekleştirmek istediği çalışmaları arasında.


Haziran 2016 ‘da Cenevre Fikir Sanat Yayıncılık’tan satışa sunulan kitabı online olarak da http://www.dr.com.tr, http://www.kitapyurdu.com, http://www.hepsiburada.com adreslerinden ve tüm kitabevlerinden temin edebilirsiniz.




Okunası Kitaplar: İTİRAFLAR


27 Haziran 2016 Pazartesi


"Annelerle çocuklar arasında görünmez duvarlar olduğunu biliyordum..."

Satır aralarından birinde böyle dile getiriyor Japon yazar Kanae Minato anne-çocuk iletişim eksikliğini.

Aslında duvar falan yoktur annelerle çocukları arasında, sadece anneler örer o duvarları tuğla tuğla ya da belki de varoluştan olagelen duvarları anneler söker kanayan tırnakları ile yine tuğla tuğla.

Salt tanıtım yazısını okuduğumda karar vermiştim bu kitabı en kısa zamanda temin edip okumaya. Japon edebiyatına pek yakın olmasam da konusu bakımından ciddi anlamda dikkatimi çeken bir eser olmuştu "İtiraflar".
Okuyup bitirince de iyi ki okumuşum dediklerim ve tavsiye edilecekler listeme girdi üst sıralardan hem de...

Kitap farklı kahramanların ağzından anlatılıyor. Her kahraman kendi açısından ele alıyor konuyu ki benim en sevdiğim roman şeklidir bir anlamda. Farklı karakterler konuşuyor ve aslında kendi açılarından olayı nasıl algılayıp o duruma o tepkiyi neden verdiklerini, duygularını anlamamızı sağlıyor.

Japonya'da bir ortaokulda geçiyor olay. Aslında bir cinayetle başlıyor.

İnsan doğasının karanlık yönlerine eğiliyor yazar.

Ortaokul öğretmeni Mariguçi'nin kızı Manami'nin okulun havuzda ölü bulunması ile başlıyor. Öğretmen anne olayın cinayet olduğunu ve yapan öğrencilerin kimler olduğunu tespit ediyor ancak onları adalete teslim etmek yerine kendi yöntemi ile cezalandırmaya karar veriyor.

Cinayeti işleyen iki ortaokul öğrencisinin anlatılarını okuduğumuzda aslında anneleri ile olan duvarları çıkıyor karşımıza bir bir.

Annelerden biri çocuğunun mükemmel olduğuna inanıyor ve ondan büyük beklentiler içinde bulunuyor. Çocuğunu mükemmel olmaya zorluyor ki çocuk yine anlatılarından anladığımız üzere kendini büyük baskı altında hissediyor. Çocuğu cinayet işlemeye yönelten asıl sebebin bu olduğunu anlıyoruz.

Cinayeti asıl kurgulayan diğer öğrencinin annesi onu yıllar önce terk ediyor. Elektrik elektronik alanında çok başarılı bir bilim kadını olan annenin oldukça zeki ve annesinin mesleğine ilgili oğlu sadece kendisini terk eden annesinin dikkatini çekebilmek için elektronik alanında önemli keşiflere imza atar ve bir elektro-şok yayan çanta icat eder ki bu çanta zavallı 4 yaşındaki Manami'nin ölümüne giden ilk adım olacaktır.

İşlenen cinayetin ardından öğretmen okuldan emekliliğini isteyip ayrılacağı gün sınıfta şok edici bir konuşma gerçekleştirir. Biricik kızının katilinin kimler olduğunu isim kullanmadan ifşa eder ve onlara dair intikam planını anlatır. Akabinde okul arkadaşları tarafından dışlanan iki katil öğrencinin duygu düşünce ve yaşadıkları ile ilerler satırlar.

Bence herkesin okuması gereken çok çok başarılı bir kurgu.

Bilimin ilerlemesinin sayısız faydasının yanında, zaman zaman nasıl da olmasını istemediğimiz sonuçlar doğurabileceğini, "anne" "aile" faktörünün insan doğasındaki karanlıkların oluşmasında nasıl da etkili olduğunu görüyoruz. Bazen de bizim için küçük ayrıntı olarak gördüğümüz bazı gerçekliklerin çocukların bakış açısından baktığımızda nasıl da önemli bir yer tuttuğunu (Örneğin öğrencilerden biri tutuklandığında Miguaçi'nin kendisi yerine erkek başka bir öğretmeni yönlendirmesinin öğrencisinde oluşturduğu öfke ve kin gibi)

İtiraflar; kara, sessiz, irkiltici, acımasız bir intikam öyküsü.

Bu kitabı okurken çocukluk, masumiyet, eğitim üzerine düşüncelerinizi gözden geçirip Kanae Minato'nun aile, sistem, teknoloji, şiddet ve tüketim kültürüyle çepeçevre sarılan hayatlarımızın orta yerine attığı sorunlarla cebelleşeceksiniz.

Ben bu kitapta hiç pişmanlık okumamış olmama rağmen "ezici pişmanlığı" yaşadım çünkü zaman zaman toplumumuzda da yaşanan sorunların tamamının çocukluk, aile, anne ve toplumsal sistem kaynaklı olduğunu zaten biliyordum. Ancak anneyi, aileyi ve sistemi düzeltemiyor olmamızın ezici pişmanlığını çok yoğun hisettirdi...

Kitapta altını çizdiklerim ise şöyle:

"Ama başka bir yerde suç aramak gerekiyorsa, suçlanacak tek kişi annedir; beklentilerini karşılayamayan bir çocuğa el kaldıran, kalbinde bir yer açmayı reddeden, kendi hayallerini gerçekleştirmek için ondan kaçan, arkasında karşılıksız sevgiyle dolu oğlunu bırakan bir kadın. Bu bakımdan olağanüstü bencilliğinizle annen ve sen çok benziyorsunuz" (sayfa:190)

"Annesi oğlunu yetiştirme biçiminin bedelini ödedi" (sayfa:188)

"Annelerle çocukları arasında görünmez duvarları olduğunu biliyordu; bu durumu nasıl kullanabileceğimi düşünmeye başladım" (sayfa187)

"İşlemek üzere olduğum toplu cinayeti annemden aldığım bir intikam olarak düşünebilirsiniz; bu son arzu ve vasiyet metni de, ona yaptıklarımı anlatmanın tek yolu... Umarım anneme acımı göstermenin bir başka yolunu bulamadığımı iletirsiniz." (sayfa:180)

"Senin yaşındayken, sürekli evden kaçardım. Arkadaşlarım ve ben sürekli başımızı derde sokardık ve cezalandırılırdık. Ama asla kendimizi öldürmeyi düşünmedik... Neden düşünecektik ki birbirimize sahiptik" (sayfa131)

"Zayıf iznsanlar, kurban olarak kendilerinden daha da zayıfları seçer. Kurban durumuna düşürülenler genellikle iki seçenekleri olduğunu düşünür: Ama yanılıyorlar. Yaşadığımız dünya bundan çok daha büyüktür. Kendinizi çok acı veren bir yerde bulduysanız, bence başka , daha az acı verici bir yer, bir sığınak aramakta özgürsünüz. Güvenli bir yer aramakta utanacak bir şey yoktur. Bu koca dünyada, sizler için de güvenli bir köşe olduğuna inanmanızı istiyorum." (sayfa: 130-131)

Doğan Kitap
Polisiye / Gerilim (Bence aynı zamanda AİLE-ÇOCUK),
191 Sayfa


Okunası Kitaplar: PERŞEMBE ANNELERİ


23 Haziran 2016 Perşembe

Hayatta iyikileriniz ne kadar fazla ise o kadar zenginsinizdir. Aylin Çalışkan nam-ı diğer Aylin Anne ile tanışmak ve Perşembe Anneleri kitap projesinin yayınlanması konusunda fitili ateşleyici olmak da benim en değerli "iyiki"lerim arasına girdi. Hele hele böylesine nitelikli bir kitabın hem editör hem de Genel Yayın Yönetmenliğini yapmak ise kelimelere dökülemez bir haz benim için. Yüreğine sağlık yol arkadaşım Aylin Anne...

Kitabın yazmış olduğum basın bültenini basına göndermeden önce buradan siz değerli takipçilerim ile paylaşmanın heyecanını yaşıyorum.


 ÖZVERİLİ ANNELERİN
ÖZEL ÇOCUKLARI HAKKINDA
HER ŞEY BU KİTAPTA!
 

“P E R Ş E M B E A N N E L E R İ”


Hürriyet Gazetesi' nin internet sitesinde yazdığı köşe yazıları, hazırladığı şahsi bloğu, yaptığı röportajları ve Türkiye’nin hemen her yerinde verdiği seminerleri ile ebeveynlerin yaşam koçu ilan ettikleri değerli eğitimci AYLİN ÇALIŞKAN, “Perşembe Anneleri” adlı eserinde, Özel gereksinimli 15 çocuk annesi ile yaptığı söyleşiler ve deneyimli annelerin birikimlerinden faydalanarak çocuk yetiştirmek konusunda önemli bilgiler veriyor. Ebeveynlik mücadelesinde dik durabilmek ve umudunu yitirmeden yol alabilmek adına yazılmış referans bir yol haritası.

Ebeveynlik yolculuğunda pek çok annenin yolunun bir kez olsun kesiştiği Aylin Çalışkan (Aylin Anne),  Cenevre Fikir Sanat Yayınları’ndan çıkan ilk eseri Perşembe Anneleri seçkin kitabevlerinde yerini aldı.


Perşembe Anneleri, 15 farklı ve özel gereksinimli çocuk annesiyle yapılan samimi söyleşiden oluşuyor. Her bir röportaj kendi başına ele alındığında bambaşka bir eser konusu olacak kadar derin, her bir annenin evladı ve diğer çocuklar için verdiği mücadele ayakta alkışlanacak kadar onurlu ve değerli. En önemlisi de tüm ebeveynlere yol haritası olacak zengin bir içeriğe sahip.

Eserinde yer verdiği anneleri Bir koltuğa neredeyse on karpuz sığdıran, İçindeki yılmaz savaşçı ve yol açan rehber hep aktif olan annelerin öyküleri şeklinde özetliyor Aylin Çalışkan, son dönemde raflarda görmeye alışık olduğumuz popüler anne/çocuk eğitim kitaplarında olduğu gibi, ithal düşünceleri süslü kelimelerle sunmak yerine; içten samimi ve gerçek yaşanmışlıklarla dolu bir deneyim kitabıyla çıkıyor karşımıza.

Bu dünyaya tertemiz ancak farklı niteliklerle gelen çocuklarımızın hem fizyolojik ihtiyaçlarına hem de özel eğitim anlamında gereksinimlerine değinen yazar, bir anlamda röportajlarını diğer özel gereksinimli çocukların ailelerine ışık tutacak sorularla yönlendiriyor ve can alıcı tespitlere ulaşılmasını sağlıyor.

Otizm’den Selebral Palsi’ye; Epilepsi’den Cam Kemik Hastalığına; Canavan Hastalığı’ndan VSD’ye farklı tanılar konmuş ailelerin ilk anda şaşkınlıkla verdikleri tepkilerden gelişim sağladıkları tüm aşamalara detayları ile yer veren yazar, aynı zamanda anne-baba duygularını, çevre duyarlılığını, krizlerin kontrol altına alınması hususunda yapılabilecekleri, özel eğitimin Türkiye’deki seyrini net bir şekilde gözler önüne seriyor.

Aylin Çalışkan’ın kaleme aldığı, Cenevre Fikir Sanat Yayınları tarafından basılan Perşembe Anneleri, özel gereksinimli çocuklarının doğru bir tedavi ve eğitim almasına özen gösteren tüm anne-babalara rehberlik edecek, nitelikli ve muhakkak okuması gereken bir eser.

Şimdiye değin evde, kapalı kapılar ardında olan özel çocuklar artık sosyal yaşama daha çok katılıyorlar. Yasal düzenleme ve desteklerin katkısı var ama yetmez. Bu konuyu daha fazla “görmeli”, “duymalı” ve “anlamalı”...

“Çocuklar anne-babalarının tutum ve davranışlarını birebir kopyalar. Bu konuda aile hangi tutumu sergiliyorsa, çocuk da o yönde hareket edecektir. Ancak olumsuz bakış açısına sahip çocukları değiştirmek yine duyarlı eğitimci ve ebeveynlerin elinde.”

“Şimdiye değin evde, kapalı kapılar ardında olan özel çocuklar artık sosyal yaşama daha çok katılıyorlar. Yasal düzenleme ve desteklerin katkısı var ama yetmez. Bu konuyu daha fazla “görmeli”, “duymalı” ve “anlamalı”... 

Özel bir arkadaşla büyüyen çocuklar meslek sahibi olduğunda kaldırımlar, yaya geçitleri, toplu taşıma araçları kısacası bütün şehir ve hayat “engelsiz” olmaz mı?”

Bu kitap neden çok önemli…

Çünkü bu kitap, çocuklarının farklı geliştiğinin ayırdında olmayan ebeveyn ya da yakınları için dikkat uyandıran bir kitap.
Erken tanı koyulabilmesi,  farklılıkların erken gözlemlenebilmesi için örnek vakalarla algı yaratması, gelişimi farklı seyreden çocuk ebeveynlerinin yalnız olmadıklarını görerek psikolojik olarak rahatlaması, diğer özel çocuk aileleri ile bir araya geldiklerinde ne büyük başarılara imza atılabileceğini gösterdiği için motivasyon uyandırıcı ve STK gücünü hissettirerek sosyalleşmeye yönlendirici bir kitap.
Kendilerini ve çocuklarını hayatın merkezi sanıp, en küçük bir sorunda boşluğa düşen sağlıklı çocuk ebeveynlerine de ayrı bir motivasyon kaynağı.


Yazar Aylin Çalışkan Nam-ı Diğer Aylin Anne kimdir?

Aylin Çalışkan / Aylin Anne  Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Programları ve Öğretim Bölümünden mezun oldu. 

Devlet Planlama Teşkilatı başta olmak üzere pek çok kurumda insan kaynakları alanında çalıştı.


Anadolu Üniversitesi Özel Eğitim Bölümünden Zihinsel Engelliler Öğretmenliği eğitimini aldı. Son 12 yıl zihinsel engelli, özel eğitim gereksinimi olan ve öğrenme güçlüğü çeken çocuklarla çalıştı

Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki görevini yanı sıra MEB personeline “Öğrenmeyi Öğrenme” ve “Özel Eğitim Anlayışı Geliştirme” eğitimleri verdi.

2006 yılında Eğitim Bilimleri Derneği’ni kurdu. Çeşitli STK'larda gönüllü olarak çalıştı.

Sabah-Kitap' ta çocuk kitapları editörlüğünü yaptı. 


2009 yılında anne oldu. Bir büyük aşkın anne yanı olduğu için kendini mutlu olarak tanımlıyor. 

Bilgi ve deneyimlerini anne ve ailelerle paylaşmak için 2010 yılında aylinanne.com blogunu açtı. 2013 Şubat ayından bu yana Hürriyet Gazetesi' nin internet sitesinde anne-çocuk üzerine yazıyor. 


2014' ten itibaren Psikolojik Danışmanlık görevi yürüten Aylin Çalışkan ailelere, özellikle anneler çeşitli konularda seminerler veriyor.  




© Okuyan Anne - Yeni Nesil Annenin Kitaplığı
Maira Gall
Okuyan Anne - Yeni Nesil Annenin Kitaplığı - ©

Blog Tasarımı

Bu sitede yayınlanan yazılar ve resimlerin izinsiz kullanılması
5846 sayılı fikir ve sanat eserleri yasasına aykırıdır.