EYVAH ÇOCUĞUM BÜYÜYOR! ANAOKULU / KREŞ SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELIYIM!


4 Mart 2015 Çarşamba


EYVAH ÇOCUĞUM BÜYÜYOR! ANAOKULU / KREŞ SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELIYIM!
 BİZİMKİSİ BİR “TARÇIN” HİKAYESİ

Hemen hemen her annenin hayatının bir döneminde mutlaka karşı karşıya kaldığı ya da kalacağı kararların en zoru “okul kararını” verebilmektir.
  “Okul mu? / Bakıcı mı?”
“Anaokulu mu? Yoksa Oyun Grubu mu?”
“Doğru okulu seçerken nerelere dikkat etmeliyim?”
“Çocuğum ya sevmezse?”
“Okul için doğru yaş ne zaman?”
Benim için de işte o süreç bundan aylar aylar önce kafamın içinde şekillenmeye başlamış ve Sudelina henüz 16 aylık iken neredeyse Çiğli, Karşıyaka ve Bornova da gezmedik okul bırakmamıştım. Hepsi ile ilgili iyi kötü fikir edinmiş ve kafamın içinde bazılarını elemiş bazılarını olabilir kategorisine yerleştirmiştim. Ama öyle bir kurum yönetici ile tanışmıştım ki hepsinden farklıydı. Benimle oturup abartısız 2,5 saat konuşmuş ve resmen psikoterapi uygulamıştı. Kafamda ne kadar soru varsa hepsinin cevabını bulmama yardımcı olmuş ve en önemlisi de Sudelina’nın okula başlaması için erken olduğunu, henüz annesine gereksinim duyduğunu ısrarla belirtmiş ve “Ne bizim okullumuz ne de başka bir okula göndermenizi önermiyorum,  kızınızla daha fazla vakit geçirmenin keyfini çıkarın.” demişti. Evet evet itiraf etmeliyim ki duymak istediklerim tam anlamıyla bunlardı. İçten  ve samimiyetle “okul için erken” olduğunu duymaya ihtiyacım vardı ancak gittiğim pek çok kurum ya “elbette alırız baksanıza cin gibi bakıyor hem tam zamanı” demiş ya da “2 yaşından önce almıyoruz, 8 ay sonra gelin” diye başlarından savmışlardı. O gün içim rahat dönmüştüm eve yine aynı kurum yöneticisin  “Emziği madem bırakmak istiyorsunuz, kararlıysanız bırakın ve asla vermeyin bir daha eğer ağlıyor diye kıyamazsanız süreç 2 haftada bitecekse bile 2 ay daha ötelenir” önerisi ile tek seferde bırakmıştık emziği ki bilen bilir Sudelina uç boyutlarda emzik düşkünü bir bebekti.
Artık  Sudelina 28 ayı doldurup benim de yavaş yavaş kendi sosyal ve iş hayatıma dönme zamanımın geldiğini fark ettiğimde yeniden okul araştırma süreci başladı benim için. Geniş olan çevremdeki pek çok kişi ile görüştüm, bir çok öneri ve referans kurum adı duydum ve bir kısmı ile görüştüm ama aklımda hala geçmişte görüştüğüm kurum vardı. Ve geçen hafta yeniden çaldık o kurumun kapısını bu kez büyümüş olmanın sevinci ile. Ve işte o gün alındı bizim başlayacağımız okulun o kurum olacağı kararı.
Neden mi?
Hijyenik ve  organik,  olmasının yanı sıra oradaki çocukların gözleri parlıyordu. Sınıflar az kişi, etraf çok renkli, bina yeni en önemlisi de çocuklar mutluydu. O gün tiyatroya giden öğrenciler kendi ayakkabılarını bağlamayı öğrenmiş kendi ayakkabılarını giyiyor, öğretmenlerini öpücüklere boğuyorlardı. Yemek saatini gözlemlediğimde gerçekten de hemen hepsinin iştahla yediklerine şahit oldum. Peki hiç mi iştah sorunu olan yoktu? Evet yoktu… Çünkü yemekler orada pişiyor, sağlıklı ve en önemlisi de lezzetliydi. Mutfak ve yemek salonu çok keyifli döşenmişti. Diğer özellikleri pek çok kurumla aynı ve belki bir tık üstündü.
Ama  biliyor musunuz karar verme sebebim bunların hiç biri değil aslında.
dünya tatlısı 2 özel insan tanıdım ben ve kızım da onlarla büyüsün istedim aslında en büyük etken işte bu. Okul araştırma sürecinde pek de kriterim yoktu, mutlu olsun istiyordum yalnızca. Orada mutlu olacağını hissettim, orada iyi bakılacağına yürekten inandım ve kızımı anneme bile bırakamayan ben kuruma güvendim.
Anneler bilir ve hisseder ve ben de hissettim bir anlamda.
O iki insandan biri kurum müdürü Öznur Ulaş ve diğeri de sınıf öğretmenimiz Leyla Hanım. Onları ve kurumu anlatabilmek için kendilerine yönlendirdiğim soruları ve bir psikoterapist olarak okul öncesi döneme ilişkin sorularımı bakın nasıl yanıtladı sayın Öznur Ulaş.

·         Biz annelerin en çok zorlandıkları konu okul öncesi eğitim. Bu süreçte hangi kriterlere dikkat edilerek çocuğun okula hazır olduğunu anlayabiliriz?
Öncelikle çocuklarımızın 24 aylık ya da buna yakın olduğu dönemlerde ve hazırsa okula başlamasını öneriyoruz.  Artık çocuğunuzun enerjisine yetişemez hale geldiyseniz, sıkılma belirtileri göstermeye başlamışsa, parka gittiğinde ya da yaşına yakın çocukları gördüğünde daha fazla sevinmeye başlamışsa, anne baba haricinde yetişkinlerden de komut alabiliyorsa okul vakti yaklaşmaya başlamıştır diyebiliriz. Zihinsel ve bedensel anlamda yeterlilik için yine de bir uzmana başvurmak belki deneme derslerine ya da oyun gruplarına katılmak önerdiğimiz başlangıç yöntemleri.
0-6 yaş çocuğunuzla ilgili en büyük yatırım döneminiz aslında. Doğru anne babalık tutumları geliştirme ve buna paralel bir okul seçimi; kendini ve toplumu seven, özgüveni yüksek, problem çözme becerisi gelişmiş ve öğrenmeyi seven çocuklar yetiştirmek için önkoşul…
·         Anaokulu eğitimi için önerdiğiniz başlama yaşı nedir?
Daha önce de belirtiğimiz gibi ortalama 24 aylıktan sonra okulu artık düşünmeye başlayabiliriz ama bu başlangıç yaşı her çocuk için farklılık gösterebilir. Bazı çocuklar için 24 ay uygun bir zaman olabileceği gibi bazen 40 aylık bir çocuk için doğru zaman gelmemiş olabilir.
·         Çocuğumuza okula başlaması gerektiğini nasıl anlatmalıyız?
Aslında bazen anlatmaktan ziyade deneyimletmeyi daha fazla öneriyoruz. Eğer okula hazır olduğuna karar verdiysek oryantasyon sürecinde kademeli olarak okulda vakit geçirmesi onunda süreci anlayıp kabullenmesi için en doğru yöntem olur. Tabi ki evde okuldan bahsederken olumlu cümleler kurmak bunu bir mecburiyetten ziyade keyif alınan oyun oynanan arkadaş edinilen bir ortam olarak anlatmak yine kolaşlaştırıcı etkenlerdir.
·         Öznur Hanım bana biraz kendinizden, eğitiminizden ve kurumunuzdan bahsedebilir misiniz?
Uzman psikoterapistim. Lisans eğitimimi İstanbul üniversitesinde tamamladım. Master eğitimlerimden biri Ankara üniversitesinden diğeri Almanya Uluslararası pozitif psikoterapi akademisinden. Aile ve çocuk psikoterapistliği uzmanlığım var. Ayrıca Türkiye de ve bir çok farklı ülke de seminer eğitim ve çalıştaylara katıldım. Bir çok şehirde anne-baba okulu başta olmak üzere seminerler ve eğitimler vermeye devam ediyorum.
·         Kurumunuzdaki öğretmenlerinizi işe alırken (birlikte çalışırken) nelere dikkat ediyorsunuz?

Okul öncesi dönemde eğitim verecek personeli seçerken bu sadece öğretmen olmayabilir; öncelikle dikkat ettiğimiz husus güleryüzlülük ve şefkat..  Bazen akademik beceriniz yada başarınız ne kadar iyi olursa olsun şefkat gösterme yeteneğiniz gelişmemişse okul öncesi dönemde çalışmanız çok isabetli olmayacaktır. Özellikle öğretmenlerimin güler yüzlü olması benim ilk beklentim. Tecrübe ve gelişim arzusu bunun ardından görmek istediğim özelliklerden.. Hizmet içi eğitimler bizim için çok önemli. Belli aralıklarla öğretmenlerimize haftasonları eğitimler veriyoruz. Küçük workshoplar niteliğinde olan bu eğitimler bazen sadece kişisel gelişimleri için bile yapılabiliyor. Ayrıca kişisel olarak kitap okumayı çok fazla önemsiyor ve destekliyorum. Belli aralıklarla öğretmenlerimiz benim seçtiğim kitapları okuyor ve bunlarla ilgili küçük sınavlara tabi tutuluyor J 

·         Kurumunuzun beslenme ve gıda hususunda hassas olduğunu biliyorum. Nelere dikkat ediyorsunuz?
0-6 yaş yine beslenme konusunda da hassas olunması gereken bir dönem. Ev de nasıl bir hassasiyet gösteriyorsak okulda da aynı hassasiyeti gösterebilmek öncelikli hedefimiz. Örneğin yalnızca günlük süt tüketiyoruz. Yoğurtlarımız okulumuzda mayalanıyor. İçtiğimiz ayranlarda yine bu ev yoğurdundan yapılıyor. Okulumuzun mevcudunun az olması yemek konusunda ciddi bir avantaj. Yemeklerimiz pişirilirken sadece zeytin yağı ve tereyağı kullanılıyor. Pekmezlerimiz ve reçellerimiz organik. Hazır meyve suyu kesinlikle tüketmiyoruz. Taze sıkılmış meyve sularımız ikindi kahvaltılarında özellikle tüketiliyor. Yemeklerimizin tamamı okulumuzda yapılıyor. Lezzet açısından ev hissini çok fazla yaşatıyor. Hijyen açısından sadece cam bardak ve beyaz porselen tabak kullanıyoruz ve bulaşık makinesinde yıkatıyoruz. Kuruyemişler de okulumuzun vazgeçilmezleri arasında.. Çocuklarımız için avantaj ama personelimiz için dezavantajlı mutfağımız kilo aldırmaya çok müsait J
·         Okulunuzda hangi ders ve faaliyetlere yer veriyorsunuz? Haftalık planlamada nelere dikkat ediyorsunuz?
Okulumuzda İngilizce ve Fransızca olmak üzere iki dilde eğitim veriyoruz. Bunun yanında her gün ayrı bir branş dersimiz var. Bunlar sırasıyla dans, müzik , görsel sanatlar-seramik, drama ve jimnastik ( okula hazırlık şubemizde bunlara ayrıca satranç-akıl oyunları- temel fen bilimleri, matematik, okuma yazmaya hazırlık, bale ve piyano dersleri ekleniyor). Tüm branş derslerimiz ayrı branş öğretmenleri tarafından veriliyor. Hepsi alanında uzman ve çocukları çok seven öğretmenler. Okul öncesi dönem yetenek ve ilgileri belirleme açısından yada geliştirme açısından yine çok önemli bir dönem. Çocuklarımıza sanatsal, sportif ve kültürel anlamda zevkler kazandırmak bile bizim için anlamlı. Ayrıca eğitimde muhakkak kitap kullanımını destekliyoruz. Özellikle dil derslerimiz ve kavram eğitiminde kitap setleri kullanıyoruz. Sistematik eğitim , takip edilebilirlik  ve ölçülebilirlik açısından kitap şart. Kitap sevgisinin bu yaştan kazandırılması da bizim için önemli.
·         Sizi tanıyan kişilerle görüştüğümde “farklı” bir kurum olduğunuzu söylüyorlar. Sizi farklı kılan nedir?
Belki de sadece bu dönemin önemini iyi biliyor olmak ve şefkat gerçek mana da farkımız. Bu yaşlarda ki çocuklara söyleyeceğimiz tek bir cümlenin bile hayatlarında bazı şeyleri değiştirebileceğini biliyor olmak.. toplumu şimdiden şekillendirmeyle ilgili çok önemli bir göreve sahip oluşumuzun farkındalığı bizleri daha hassas yapıyor.. Farkımızı yaratan aslında sahip olduğumuz harika çocuklar ve onları harika anne babaları.. Bir araya gelebildiğimiz için farklı ve şanslıyız..

·         Okul öncesi eğitimde hangi ekol/ekolleri uyguluyorsunuz?
Okulumuzda yalnızca bir ekole göre eğitim verdiğimizi söyleyemeyiz. Ben terapotik anlamda da eklektik bir terapistim. Yani ihtiyacımız olan yada yararlı olabileceğini düşündüğümüz bir çokseyi harmanlamaya çalışıyoruz. Özünde yaparak yaşayarak öğrenme var olsa da ne tam olarak bir montessori diyoruz yaklaşımımıza ne de çoklu zeka kuramını sadece temel alıyoruz.  Ülkemizde ve yurtdışında oluşturulmuş birçok okul öncesi eğitim yaklaşımından faydalanıyoruz. Gerçek hedefimiz öğrettiğimiz değil öğrenmeyi seven problem çözme ve uyum becerisi gelişmiş çocuklar yaratmak..
·         Eklemek istedikleriniz.

İyi ki sizler gibi veliler burada.. İyi ki anne olmuşsunuz ve iyi ki Sudelina artık bizimle..
Sayın Öznur Ulaş Hanım ve Leyla öğretmenimiz başta olmak üzere teşekkürü borç bilirim. Çünkü bizi tanıyanlar iyi bilir ki Sudelina doğduğun günden beri gerek uyku gerek beslenme anlamında bizi çok zorlamıştı ama esas bizi düşündüren konu ise aşırı derecede anneye bağlı olmasıydı. En büyük korkum elbette bu bağlılığın bağımlılık noktasına ulaşmasıydı. Tam sınırdayken Sudelina'yı sevecenlik ve psiko-destekleriyle okula alıştırıp, öğle uykusu kazanma noktasında emin adımlar attılar. Sudelina'nın deyimi ile teşekkürler TARÇIN JOU JOU'su.
*Jou Jou: Sudelina nın anaokulu dönemi öncesinde severek gittiği Bostanlı'daki oyun grubunun adıdır ve 18-24 ay annelerine şiddetle tavsiye olunur.


 

1 yorum

  1. merhabalar
    yazınızı dikkatle okudum ve teşekkür ederim. Ancak yazının sonunda biraz üzüldüm. Çünkü tam aradığım kreşi buldum derken TARÇIN'ın Bornova'da olduğunu öğrendim. Benim 2 yaşında bir oğlum var. Karşıyaka da önerebileceğiniz bir okul var mı?
    beyazt@gmail.com

    İyi günler

    YanıtlaSil

© Okuyan Anne - Yeni Nesil Annenin Kitaplığı
Maira Gall
Okuyan Anne - Yeni Nesil Annenin Kitaplığı - ©

Blog Tasarımı

Bu sitede yayınlanan yazılar ve resimlerin izinsiz kullanılması
5846 sayılı fikir ve sanat eserleri yasasına aykırıdır.