EYVAH ÇOCUĞUM BÜYÜYOR! ANAOKULU / KREŞ
SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELIYIM!
BİZİMKİSİ
BİR “TARÇIN” HİKAYESİ
Hemen hemen her annenin hayatının bir döneminde mutlaka
karşı karşıya kaldığı ya da kalacağı kararların en zoru “okul kararını”
verebilmektir.
“Okul mu? / Bakıcı
mı?”
“Anaokulu mu? Yoksa Oyun Grubu mu?”
“Doğru okulu seçerken nerelere dikkat etmeliyim?”
“Çocuğum ya sevmezse?”
“Okul için doğru yaş ne zaman?”
Benim için de işte o süreç bundan aylar aylar önce kafamın
içinde şekillenmeye başlamış ve Sudelina henüz 16 aylık iken neredeyse Çiğli,
Karşıyaka ve Bornova da gezmedik okul bırakmamıştım. Hepsi ile ilgili iyi kötü
fikir edinmiş ve kafamın içinde bazılarını elemiş bazılarını olabilir
kategorisine yerleştirmiştim. Ama öyle
bir kurum yönetici ile tanışmıştım ki hepsinden farklıydı. Benimle oturup
abartısız 2,5 saat konuşmuş ve resmen psikoterapi uygulamıştı. Kafamda ne kadar
soru varsa hepsinin cevabını bulmama yardımcı olmuş ve en önemlisi de
Sudelina’nın okula başlaması için erken olduğunu, henüz annesine gereksinim
duyduğunu ısrarla belirtmiş ve “Ne bizim okullumuz ne de başka bir okula
göndermenizi önermiyorum, kızınızla daha
fazla vakit geçirmenin keyfini çıkarın.” demişti. Evet evet itiraf
etmeliyim ki duymak istediklerim tam anlamıyla bunlardı. İçten ve samimiyetle “okul için erken” olduğunu
duymaya ihtiyacım vardı ancak gittiğim pek çok kurum ya “elbette alırız
baksanıza cin gibi bakıyor hem tam zamanı” demiş ya da “2 yaşından önce
almıyoruz, 8 ay sonra gelin” diye başlarından savmışlardı. O gün içim rahat dönmüştüm
eve yine aynı kurum yöneticisin “Emziği
madem bırakmak istiyorsunuz, kararlıysanız bırakın ve asla vermeyin bir daha
eğer ağlıyor diye kıyamazsanız süreç 2 haftada bitecekse bile 2 ay daha
ötelenir” önerisi ile tek seferde bırakmıştık emziği ki bilen bilir Sudelina uç
boyutlarda emzik düşkünü bir bebekti.
Artık Sudelina 28 ayı
doldurup benim de yavaş yavaş kendi sosyal ve iş hayatıma dönme zamanımın
geldiğini fark ettiğimde yeniden okul araştırma süreci başladı benim için.
Geniş olan çevremdeki pek çok kişi ile görüştüm, bir çok öneri ve referans
kurum adı duydum ve bir kısmı ile görüştüm ama aklımda hala geçmişte görüştüğüm
kurum vardı. Ve geçen hafta yeniden çaldık o kurumun kapısını bu kez büyümüş
olmanın sevinci ile. Ve işte o gün alındı bizim başlayacağımız okulun o kurum
olacağı kararı.
Neden mi?
Hijyenik ve
organik, olmasının yanı sıra
oradaki çocukların gözleri parlıyordu. Sınıflar az kişi, etraf çok renkli, bina
yeni en önemlisi de çocuklar mutluydu. O gün tiyatroya giden öğrenciler kendi
ayakkabılarını bağlamayı öğrenmiş kendi ayakkabılarını giyiyor, öğretmenlerini
öpücüklere boğuyorlardı. Yemek saatini gözlemlediğimde gerçekten de hemen
hepsinin iştahla yediklerine şahit oldum. Peki hiç mi iştah sorunu olan yoktu?
Evet yoktu… Çünkü yemekler orada pişiyor, sağlıklı ve en önemlisi de
lezzetliydi. Mutfak ve yemek salonu çok keyifli döşenmişti. Diğer özellikleri
pek çok kurumla aynı ve belki bir tık üstündü.
Ama biliyor musunuz
karar verme sebebim bunların hiç biri değil aslında.
dünya tatlısı 2 özel insan tanıdım ben ve kızım da onlarla
büyüsün istedim aslında en büyük etken işte bu. Okul araştırma sürecinde pek de
kriterim yoktu, mutlu olsun istiyordum yalnızca. Orada mutlu olacağını
hissettim, orada iyi bakılacağına yürekten inandım ve kızımı anneme bile
bırakamayan ben kuruma güvendim.
Anneler bilir ve hisseder ve ben de hissettim bir anlamda.
O iki insandan biri kurum müdürü Öznur Ulaş ve diğeri de
sınıf öğretmenimiz Leyla Hanım. Onları ve kurumu anlatabilmek için kendilerine
yönlendirdiğim soruları ve bir psikoterapist olarak okul öncesi döneme ilişkin
sorularımı bakın nasıl yanıtladı sayın Öznur Ulaş.
·
Biz
annelerin en çok zorlandıkları konu okul öncesi eğitim. Bu süreçte hangi
kriterlere dikkat edilerek çocuğun okula hazır olduğunu anlayabiliriz?
Öncelikle çocuklarımızın 24 aylık ya da buna yakın olduğu
dönemlerde ve hazırsa okula başlamasını öneriyoruz. Artık çocuğunuzun enerjisine yetişemez hale
geldiyseniz, sıkılma belirtileri göstermeye başlamışsa, parka gittiğinde ya da
yaşına yakın çocukları gördüğünde daha fazla sevinmeye başlamışsa, anne baba
haricinde yetişkinlerden de komut alabiliyorsa okul vakti yaklaşmaya
başlamıştır diyebiliriz. Zihinsel ve bedensel anlamda yeterlilik için yine de
bir uzmana başvurmak belki deneme derslerine ya da oyun gruplarına katılmak
önerdiğimiz başlangıç yöntemleri.
0-6 yaş çocuğunuzla ilgili en büyük yatırım döneminiz
aslında. Doğru anne babalık tutumları geliştirme ve buna paralel bir okul
seçimi; kendini ve toplumu seven, özgüveni yüksek, problem çözme becerisi
gelişmiş ve öğrenmeyi seven çocuklar yetiştirmek için önkoşul…
·
Anaokulu
eğitimi için önerdiğiniz başlama yaşı nedir?
Daha önce de belirtiğimiz gibi ortalama 24 aylıktan sonra
okulu artık düşünmeye başlayabiliriz ama bu başlangıç yaşı her çocuk için
farklılık gösterebilir. Bazı çocuklar için 24 ay uygun bir zaman olabileceği
gibi bazen 40 aylık bir çocuk için doğru zaman gelmemiş olabilir.
·
Çocuğumuza
okula başlaması gerektiğini nasıl anlatmalıyız?
Aslında bazen anlatmaktan ziyade deneyimletmeyi daha fazla
öneriyoruz. Eğer okula hazır olduğuna karar verdiysek oryantasyon sürecinde
kademeli olarak okulda vakit geçirmesi onunda süreci anlayıp kabullenmesi için
en doğru yöntem olur. Tabi ki evde okuldan bahsederken olumlu cümleler kurmak
bunu bir mecburiyetten ziyade keyif alınan oyun oynanan arkadaş edinilen bir
ortam olarak anlatmak yine kolaşlaştırıcı etkenlerdir.
·
Öznur
Hanım bana biraz kendinizden, eğitiminizden ve kurumunuzdan bahsedebilir
misiniz?
Uzman psikoterapistim. Lisans eğitimimi İstanbul
üniversitesinde tamamladım. Master eğitimlerimden biri Ankara üniversitesinden
diğeri Almanya Uluslararası pozitif psikoterapi akademisinden. Aile ve çocuk
psikoterapistliği uzmanlığım var. Ayrıca Türkiye de ve bir çok farklı ülke de
seminer eğitim ve çalıştaylara katıldım. Bir çok şehirde anne-baba okulu başta
olmak üzere seminerler ve eğitimler vermeye devam ediyorum.
·
Kurumunuzdaki
öğretmenlerinizi işe alırken (birlikte çalışırken) nelere dikkat ediyorsunuz?
Okul öncesi dönemde eğitim verecek
personeli seçerken bu sadece öğretmen olmayabilir; öncelikle dikkat ettiğimiz
husus güleryüzlülük ve şefkat.. Bazen
akademik beceriniz yada başarınız ne kadar iyi olursa olsun şefkat gösterme
yeteneğiniz gelişmemişse okul öncesi dönemde çalışmanız çok isabetli
olmayacaktır. Özellikle öğretmenlerimin güler yüzlü olması benim ilk beklentim.
Tecrübe ve gelişim arzusu bunun ardından görmek istediğim özelliklerden.. Hizmet
içi eğitimler bizim için çok önemli. Belli aralıklarla öğretmenlerimize
haftasonları eğitimler veriyoruz. Küçük workshoplar niteliğinde olan bu
eğitimler bazen sadece kişisel gelişimleri için bile yapılabiliyor. Ayrıca
kişisel olarak kitap okumayı çok fazla önemsiyor ve destekliyorum. Belli
aralıklarla öğretmenlerimiz benim seçtiğim kitapları okuyor ve bunlarla ilgili
küçük sınavlara tabi tutuluyor J
·
Kurumunuzun
beslenme ve gıda hususunda hassas olduğunu biliyorum. Nelere dikkat
ediyorsunuz?
0-6 yaş yine beslenme konusunda da hassas olunması gereken
bir dönem. Ev de nasıl bir hassasiyet gösteriyorsak okulda da aynı hassasiyeti
gösterebilmek öncelikli hedefimiz. Örneğin yalnızca günlük süt tüketiyoruz.
Yoğurtlarımız okulumuzda mayalanıyor. İçtiğimiz ayranlarda yine bu ev
yoğurdundan yapılıyor. Okulumuzun mevcudunun az olması yemek konusunda ciddi
bir avantaj. Yemeklerimiz pişirilirken sadece zeytin yağı ve tereyağı
kullanılıyor. Pekmezlerimiz ve reçellerimiz organik. Hazır meyve suyu kesinlikle
tüketmiyoruz. Taze sıkılmış meyve sularımız ikindi kahvaltılarında özellikle
tüketiliyor. Yemeklerimizin tamamı okulumuzda yapılıyor. Lezzet açısından ev
hissini çok fazla yaşatıyor. Hijyen açısından sadece cam bardak ve beyaz
porselen tabak kullanıyoruz ve bulaşık makinesinde yıkatıyoruz. Kuruyemişler de
okulumuzun vazgeçilmezleri arasında.. Çocuklarımız için avantaj ama
personelimiz için dezavantajlı mutfağımız kilo aldırmaya çok müsait J
·
Okulunuzda
hangi ders ve faaliyetlere yer veriyorsunuz? Haftalık planlamada nelere dikkat
ediyorsunuz?
Okulumuzda İngilizce ve Fransızca olmak üzere iki dilde
eğitim veriyoruz. Bunun yanında her gün ayrı bir branş dersimiz var. Bunlar
sırasıyla dans, müzik , görsel sanatlar-seramik, drama ve jimnastik ( okula
hazırlık şubemizde bunlara ayrıca satranç-akıl oyunları- temel fen bilimleri,
matematik, okuma yazmaya hazırlık, bale ve piyano dersleri ekleniyor). Tüm
branş derslerimiz ayrı branş öğretmenleri tarafından veriliyor. Hepsi alanında
uzman ve çocukları çok seven öğretmenler. Okul öncesi dönem yetenek ve ilgileri
belirleme açısından yada geliştirme açısından yine çok önemli bir dönem.
Çocuklarımıza sanatsal, sportif ve kültürel anlamda zevkler kazandırmak bile
bizim için anlamlı. Ayrıca eğitimde muhakkak kitap kullanımını destekliyoruz.
Özellikle dil derslerimiz ve kavram eğitiminde kitap setleri kullanıyoruz.
Sistematik eğitim , takip edilebilirlik ve ölçülebilirlik açısından kitap şart. Kitap
sevgisinin bu yaştan kazandırılması da bizim için önemli.
·
Sizi
tanıyan kişilerle görüştüğümde “farklı” bir kurum olduğunuzu söylüyorlar. Sizi
farklı kılan nedir?
Belki de sadece bu dönemin önemini iyi biliyor olmak ve
şefkat gerçek mana da farkımız. Bu yaşlarda ki çocuklara söyleyeceğimiz tek bir
cümlenin bile hayatlarında bazı şeyleri değiştirebileceğini biliyor olmak..
toplumu şimdiden şekillendirmeyle ilgili çok önemli bir göreve sahip oluşumuzun
farkındalığı bizleri daha hassas yapıyor.. Farkımızı yaratan aslında sahip
olduğumuz harika çocuklar ve onları harika anne babaları.. Bir araya
gelebildiğimiz için farklı ve şanslıyız..
·
Okul
öncesi eğitimde hangi ekol/ekolleri uyguluyorsunuz?
Okulumuzda yalnızca bir ekole göre eğitim verdiğimizi
söyleyemeyiz. Ben terapotik anlamda da eklektik bir terapistim. Yani
ihtiyacımız olan yada yararlı olabileceğini düşündüğümüz bir çokseyi
harmanlamaya çalışıyoruz. Özünde yaparak yaşayarak öğrenme var olsa da ne tam
olarak bir montessori diyoruz yaklaşımımıza ne de çoklu zeka kuramını sadece
temel alıyoruz. Ülkemizde ve yurtdışında
oluşturulmuş birçok okul öncesi eğitim yaklaşımından
faydalanıyoruz. Gerçek hedefimiz öğrettiğimiz değil öğrenmeyi seven problem
çözme ve uyum becerisi gelişmiş çocuklar yaratmak..
·
Eklemek
istedikleriniz.
İyi ki sizler gibi veliler burada.. İyi ki anne olmuşsunuz ve
iyi ki Sudelina artık bizimle..
Sayın Öznur Ulaş Hanım ve Leyla öğretmenimiz başta olmak üzere teşekkürü borç bilirim. Çünkü bizi tanıyanlar iyi bilir ki Sudelina doğduğun günden beri gerek uyku gerek beslenme anlamında bizi çok zorlamıştı ama esas bizi düşündüren konu ise aşırı derecede anneye bağlı olmasıydı. En büyük korkum elbette bu bağlılığın bağımlılık noktasına ulaşmasıydı. Tam sınırdayken Sudelina'yı sevecenlik ve psiko-destekleriyle okula alıştırıp, öğle uykusu kazanma noktasında emin adımlar attılar. Sudelina'nın deyimi ile teşekkürler TARÇIN JOU JOU'su.
*Jou Jou: Sudelina nın anaokulu dönemi öncesinde severek gittiği Bostanlı'daki oyun grubunun adıdır ve 18-24 ay annelerine şiddetle tavsiye olunur.
merhabalar
YanıtlaSilyazınızı dikkatle okudum ve teşekkür ederim. Ancak yazının sonunda biraz üzüldüm. Çünkü tam aradığım kreşi buldum derken TARÇIN'ın Bornova'da olduğunu öğrendim. Benim 2 yaşında bir oğlum var. Karşıyaka da önerebileceğiniz bir okul var mı?
beyazt@gmail.com
İyi günler