Annelerin hayatını kolaylaştıracak 5 Mobil Uygulama


10 Eylül 2015 Perşembe


Annelerin hayatını kolaylaştıracak 5 Mobil Uygulama

1.       İlk6Yıl – Çok da severek takip ediyoruz. Kesinlikle takip edilmeli. Çocuğunuzun gelişimine dair ip uçlarına ihtiyacınız olacak.

2.       WomanLog Takvim ( * WomanLog Pregnancy Calendar ve *WomanLog Baby Calendar) Her kadının telefonunda olmalı. Regl takibi sağlayan ve yumurtlama zamanının tespitini yapan bir uygulama

3.       Ay Ay Bebek Gelişimi – Özellikle yeni doğum yapan anneler için oldukça faydalı.

4.       Bebek Bakım Rehberi

5.       Günlük Yaşamda Pratik Bilgiler

ANNE VE BABAYA “GÜVENLE BAĞLANMA” NIN ÖNEMİ VE İLERKİ YAŞLARDA HANGİ DAVRANIŞLARIN TEMELİNİ OLUŞTURDUĞU GERÇEĞİ


4 Eylül 2015 Cuma


En bu gün çok değerli bir dergi ve bu dergi vesilesi ile de bu gidişle bağımlısı olacağım bir uzman keşfettim.
Keşifler heyecanlı ve keyiflidir. PSİKOLOJİM dergisini tanımak da işte bende tam da bu iki hissi uyandırdı. Lise yıllarımda sayısal ağırlıklı okuduğum için ya da henüz tadını alamadığımdan kaynaklı tercih edememiştim PSİKOLOJİ’yi. Şimdi girecek olsam sınava ilk ve tek tercihim olurdu eminim. Ancak yıllar içinde “insan psikolojisi”ne merak saldım ve lisans eğitimimden sonra tamamen bağımsız bir “SAĞLIK PSİKOLOJİSİ” eğitimi aldım sessiz sedasız. Derdim bu alanda çalışmak uzmanlaşmak falan değildi, öncelikle kendimi yeniden keşfetmek ve çevremi daha iyi algılamak için psikolojik yaklaşımları öğrenmekti düşüncem. Şimdilerde “çocuk psikolojisi”ne de merak saldım. Bol bol okuyup, kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
PsikolojiM dergisini bir solukta okuyunca bir kez daha “KEŞKE…!” dedim kendi kendime ve bir söz verdim! Tüm imkanları araştırıp 30’lu yaşların ilk adımında PSİKOLOJİ okuyacağım.
Herneyse sadede geleyim. Fena gaza geldim. PINAR HOLT’u çok sevdim ve sizlerle de paylaşmak istedim. Çok önemli ve bilinmesi gereken bir konu sevgili annelerim. Keyifli okumalar.
**********************************************
Bowbly’e göre çocuklarıyla güvenli bağlanma ilişkisi kuran ebeveynler aynı zamanda onlara değerli oldukları, güvende oldukları ve sevildiklerine ilişkin güvence vermiş olurlar. Bu güvence altında gelişen çocuklar bir taraftan başarı için özgüven kazanırken diğer taraftan psikolojik sağlıklarını korurlar.
Yapılan araştırmalara göre anneye bağlanmanın okul öncesi döneme kadar sürdüğü, babaya bağlanmanın ise orta çocukluk dönemi itibariyle gelişen bir süreç olduğudur.
Yine yapılan diğer önemli bir araştırmada; babaya güvenli bağlanmanın bebeği ileriki yaşamında akademik ve atletik alanlarda başarılı olmasına, anneye güvenli bağlanmanın ise daha çok sosyal ve duygusal alanlarda başarılı olmasına neden olmuştur. Elde edilen bu bulgular hem babaya ama özellikle anneye büyük görev düştüğünü göstermektedir.
Erken yaşta ebeveyn ve çevremizle yaşadığımız deneyimler, ilişkilerimizde oluşturduğumuz bağlanma stillerini belirler. 4 gruptan oluşan bağlanma stillerini inceleyecek olursak;
Güvenli Bağlanma: Ailesi tarafından güven verici, kabul gören, tutarlı, ihtiyaçlarının karşılandığı, sevgi ve ilgi ile büyümüş kişilerdir. Genelde kendilerine, partnerlerine ve ilişkilerine olumlu bakış açısına sahiptirler. Partnerleriyle yakınlık kurup aynı zamanda kendi bağımsızlıklarını da koruyabilirler.
Kaygılı Bağlanma: Partnerlerine bağımlı, aşırı ilgi, yüksek derecede yakınlık, onay ve hassasiyet bekleyen kişilerdir.
Kayıtsız Kaçıngan Bağlanma: Bu kişiler yakın duygusal ilişkiler olmadan kendilerini rahat hissederler. Özgürlüklerine çok düşkün olup, başkalarına bağımlı olmayı ya da başkalarının da onlara bağımlı olmasını istemezler. Duygularını yoğun bir şekilde bastırır, reddedilme duygusunu yaşamamak için yakın ilişkiler kurmaktan kaçınırlar.
Korkulu Kaçıngan Bağlanma: Her ne kadar çevresi ve partneriyle yakın ilişki kurmak istese de, başkalarına güvenmediği, yakınlık kurarsa incinip, üzülebileceğinden korkan kişilerdir. Bir yandan yakınlık kurmak isteyip bir yandan yakınlık onları korkutur. Karmaşık ve bastırılmış duygulara sahiptirler.
Bu dört bağlanma sitilinde fark etmemiz gereken en önemli nokta ebeveynlerin (özellikle anne), çocuklarıyla geliştirdikleri bağlanma şekilleri ileride bu çocukların hayatlarının tüm alanlarını etiketlediğidir.
Neden bazılarımız etrafına güvenirken, bazılarımız en yakınımıza bile güvensiz hisseder? Neden bazılarımız bağlanmaktan kaçıp ıssızlaşırlar? Ya da neden bazılarımız kendilerini bir aynayla tamamlamak yerine birçok aynaya ihtiyaç duyar?
Gelişen ve hızla değişen bu dünyada, en iyi kariyeri, en fazla parayı, en lüks otomobili, en büyük evi, en güzel kıyafetleri, en muhteşem seyahatleri yapıyor olsak bile bizi tek doyuma ulaştıracak ve mutlu edecek etmen ‘varlığımızın kabulü, onaylanmamız ve başkalarına duyduğumuz ihtiyaçtır.’ Dolayısıyla ailemizle, arkadaşlarımızla veya eşimizle oluşturacağımız güvenli bağlanma bizi hem  mutlu edecek hem de yaşamımızda oluşabilecek psikolojik kırılmalara karşı daha güçlü durmamızı sağlayacaktır.
Peki güvensiz bağlanma geliştirerek büyüyen insanların ilişkilerinde problem yaşamaları kaderleri midir? Elbette çocukluk itibariyle kişilerarası ilişkilerde gelişen ‘olumsuz benlik’ modeli psikoterapi desteğiyle değiştire bilinir. Çocuklukta yaşanılan deneyimler sonucu sahip olunan ıssız duygular iyi bir destekle aşıla bilinir.
Tüm ilişkilerimizde samimiyet, yakınlık, güven ve bağlılığın verdiği keyfi yaşamanız dileğiyle…

 

Okul Seçimi Mevsimi / TARÇIN ANAOKULLARI Yöneticisi Sayın Öznur ULAŞ ile ÇOCUK GELİŞİMİ Üzerine Bir Sohbet


2 Eylül 2015 Çarşamba

Mevsimlerden sonbahar, aylardan Eylül geldiğinde tüm annelerde bir heyecan başlıyor niyeyse. Kimisi minicik yavrusu için oyun grubu araştırma derdindeyken bir diğeri evladını en iyi kucaklayacak anne şefkatine yakın bir kreş/ana okulu arayışına giriyor. Okul öncesi eğitimi tamamlayanlar için durum yine arayışlarla devam ediyor, en iyi okul, en nitelikli öğretmen, çocuğun eğitimini mükemmelleştirecek kurum diye.

Ben de elbette başta oyun grubu ile başladım benzer arayış ve endişelere. Karşıyaka civarında oturan pek çok kişinin gözbebeği olan Jou Jou Oyun ve Aktivite Merkezi ile ilk deneyimimizi yaşadık seve seve. Nasıl güzel bir adımdı o öyle. Bize okul/kurum kavramını sevdirmiş olmalı ki hala Girne Caddesinden Yıllar sokağa dönen yol ayrımında Sudelina "Anne Bak burada benim Jou Jou mmm" diye anımsar sevgiyle. Eğer siz de 18 ayınızı doldurdu ve oyun grubu arayışındaysanız Bahar Hanım ile tanışın diye öneririm naçizane. Zira orada sadece çocuğunuz değil emin olun siz de çok keyif alacak, diğer aynı yaş grup ebeveynleri ile kaynaşacaksınız.

Oyun grubunun ardından gelen ilk endişeli arayışı KREŞ sürecinde yaşadık biz. Ne çok okul gezdik, ne çok emek verdik kendimizce en iyi yeri bulalım diye.


En iyi tek değildir elbette koskoca İzmir'de ancak ben standartlarını evime yakınlığı, hijyenik olması, çocuğumun yüzünün gülmesi ve eğitim/öğretim anlamında gelişimine katkı sağlayacak bir kurum olması yönünde belirlemiştim. Çok aradım... Çok dolaştım. Önceki Öznur Ulaş röportajımı okuyanlar zaten süreci anımsayacaktır. Öyle bir kurum yöneticisi tanıdım ki, daha öğretmenini görmeden işte bu hissi verdi bana. Çok değerli bir kazanım edindiğimin daha ilk günden farkındaydım aslında. TARÇIN ANAOKULLARI gözbebeğim Sudelina'mın gerek psikolojik gerek fizyolojik gerekse eğitim anlamında tüm gelişim süreçlerinde desteklemek ve beslemek suretiyle bizi mutlu ebeveynler yaptı. Yeri geldi görüşmelerimizde ve Sudelina'nın gelişim raporlarını tartışırken birlikte ağladık, birlikte kahkaha attık. En önemlisi okul yönetimi, idare ve öğretmenimize her ihtiyaç duyduğumuzda ulaştık ve görüşme sağladık. Beklentilerimin üzerinde donanımlı hale getirdikleri kızım ve mutlu bir veli olarak okulumuza teşekkürü borç bilirim.

Sayın Öznur Ulaş çok değerli, çok güler yüzlü, merhametli bir insan olmasının yanında aynı zamanda çok da başarılı uzman bir psikoterapisttir. Sakınmadan kendi hayatından verdiği örneklerle bizlere güç verir. Tarçın Anaokulları değerli yöneticisi Öznur Hanım ile yaptığımız röportajı rötarlı da olsa aşağıda bulabilirsiniz.


·         Öznur Hanım kendinizi anlatırken oldukça mütevazi olduğunuzu biliyorum. Değerli bilgilerinizi okuyacak olan okuyucular için Lütfen kendinizden ve eğitiminizden bahseder misiniz?

İstanbul üniversitesi psikolojik danışmanlık eğitimden sonra Almanya Pozitif ve Kültürlerarası  Psikoterapi Akademisinde psikoterapistlik temel eğitimimi , ayrıca aile ve çocuk psikoterapisi alanın da masterımı tamamladım. Bir diğer master eğitimimi de Ankara Üniversitesinde tamamlayarak yine Ankara üniversitesi tıp fakültesinde çeşitli akademik çalışmalar yürüttüm. Özellikle psikosomatizasyonlar konusunda geliştirdiğim, literatüre eklenmiş tanılamayı kolaylaştırıcı bir ölçek mevcut. Birçok farklı şehir ve ülkede kongrelere ve eğitimlere katıldım.

·         Ve elbette ki bir kez daha kurumunuzu kısaca anlatmanızı rica ediyorum sizden. Ben okulunuzdan çok memnun bir veli olarak pek çok velinin sizi ve kurumunuzu tanımasını istiyorum.
Tarçın anaokullarımız dördüncü yılına girdi. Bu sene itibariyle, 24 aylıktan 48 aylığa kadar öğrencilerimizin eğitim gördüğü küçük yaş şubemiz ve 48 aylık  üzeri grupla anasınıfı hazırlık eğitimimizin verildiği büyük yaş şubemiz ile okul öncesi eğitimin öneminin farkındalığıyla hizmet veriyoruz. Okulumuzda İngilizce ve Fransızca olmak üzere iki yabancı dil de eğitim veriliyor. Beslenme konusunda doğallık, hijyen ve lezzet vazgeçilmezlerimiz. Evlerimiz de çocuklarımızın beslenmesinde nelere dikkat ediyorsak okul olarak aynı profilde hassasiyet göstermeye çalışıyoruz. Çocuklarımızın zihinsel bedensel ruhsal gelişimleri açısından desteklemek amaçlı branş derslerimiz mevcut. Küçük yaş şubemizde beş temel branş dersimiz, yaşlarımız büyüdükçe on bir farklı branş dersi olarak zenginleşiyor. Belli aralıklarla yaptığımız pedogojik taramalar, 0-6 sürecini sağlıklı takip etmek açısından büyük önem taşıyor.

Bir önceki yapmış olduğumuz röportaj çok okundu, çok ses getirdi. Son kontrol ettiğimde 7000’in üzerinde anneye ulaştığımızı görüyorum. Öncelikle İzmir’imizin değerli ve deneyimli isimlerin biri olarak sayfamda sizi konuk etmekten onur duyuyorum. Bu yazımızda bizimle; biraz da şahsi olarak gereksinim duyduğum bazı hususları danışmak istiyorum.
BECERİLER
·         0-4 yaş çocuğundan uzmanların beklentisi nedir? Hangi becerilerin gelişmiş olmasını önemsiyorsunuz?
Aslında 0-4 yaş her çocuk için farklı hızda geçen bir dönemdir. Ama biz çocuklarımızı bazı gelişimsel alt basamaklara göre değerlendiriyoruz. Bu basamakları kabaca şu şekilde sıralayabiliriz. İnce motor becerileri, kaba motor becerileri, dil becerileri, bilişsel beceriler, sosyal beceriler ve özbakım becerileri.  48 aylık bir çocuğun bu alanlarda belli seviyelere ulaşmış olmasına örnekler verecek olursak; ince motor becerilerinde düz bir çizgi çizebilmesini, birkaç düğmesini ilikleyebilmesini bekliyoruz. Kaba motor becerilerinde başının üzerinden bir topu atabilmesini, tek ayağı üzerinde zıplayabilmesini, dil becerileri ve bilişsel beceriler alanında hangisi uzun dediğinizde uzun olanı gösteriyor olmasını, yaşını biliyor olmasını nasıl kelimesini kullanarak soru soruyor olmasını bekliyoruz. Sosyal beceriler alanında yardımsız komşuya giderek istenen bir şeyi alabilmesini, diğer çocuklarla kurallı oyunlar konusunda bir miktar gelişmiş olmasını bekliyoruz. Özbakım becerileri alanında da yardımsız tuvalete gidebilmesini, bağımsız olarak yemek yiyebilmesini ve üzerini çıkarma konusunda ilerleme kaydetmesini sıralayabiliriz.
·          SOSYAL İLETİŞİM becerileri konusuna değinebilir misiniz? SOSYAL BECERİLER nasıl geliştirilebilir?
Sosyal iletişim becerileri açısında çocuğun bağımsızlaşmaya başladığı zaman aralığı genel olarak iki – iki buçuk yaş arasıdır. Bu dönemden itibaren çocuklarda anneden ayrı birey olma duygusu gelişmiş ayrıca ayrılma anksiyetesi dediğimiz kaygı büyük ölçüde azalmıştır. Bu dönemde sık sık çocukların akran grubuyla bir araya gelip oyun oynamayı deneyimlemesi en öncelikli isteğimizdir. Özellikle annelerin bu oyunlar esnasında mümkün olduğunca müdahil olmayarak yalnızca güven hissiyle gözlemlemesi sosyal beceri gelişimi için önkoşuldur. Ev içinde küçük sorumluluklar vermeye de bu dönemde başlanmasını öneriyoruz. Evinize gelen misafirlerden başlayarak komşularınızla iletişim kurmasını destekler bir yaklaşımınız yine bu süreci kolaylaştıracaktır. Eğer çocuğumuzda hazırsa iki yaş sonrasında okul öncesi eğitim kurumuna başlayarak asıl sosyal beceri deneyimlerini kazanacaktır.
·         MOTOR GELİŞİM BECERİLERİ nelerdir? Hangi aktiviteler ile arttırılabilir?
Öncelikle motor gelişim becerilerini ikiye ayırıyoruz. Kaba motor becerileri ve ince motor becerileri.  Kaba motor becerileri tüm vücudumuzu kullanarak yaptığımız hareketleri tanımlar. İnce motor becerileri de daha çok el göz koordinasyonun önemli olduğu hareketlerdir. Bunları geliştirmek aslında yine çocuğumuzun bağımsızlaştırılmasından geçer. Yaşına uygun oyuncakların kullanımı da bizler için önemlidir. Küçük yaşlarda oyun hamurundan toprak yada kumla oynamaya kadar her türlü aktivite motor becerileri geliştirme için faydalıdır. 36 aylık civarında kalem tutma boyama  yapıştırma yırtma gibi faaliyetlerin ev için de zenginleştirilerek yapılması da önemlidir.
·         Her çocuğun ve yaş grubunun farklı olduğu ve gelişiminin farklı seyredeceğinizi biliyoruz. Anneler için “alarm” ne zaman başlamalıdır? Eksiklikler evde anneler tarafından gözlemlenebilir mi? Özellikle dikkat edilmesini önereceğiniz hususlar nelerdir?
Çocuğunuz 48 aylık olmasına rağmen henüz sizinle iletişim kuramıyorsa, tuvalet eğitimini tamamlayamadıysanız,  göz temasından kaçınıyor ya da oyuncaklara ilgi duymuyorsa, sizlere yada akranlarına karşı agresif tutum sergiliyor ve  şiddete başvuruyorsa, henüz yemek ve uyku konusunda sorun yaşamaya devam ediyorsanız, bir uzman desteği almanızı genel olarak önerebiliriz.
UYKU VE TUVALET EĞİTİMİ/DİSİPLİNİ
·         Biz uyku eğitimi anlamında vukuatlı bir aileyiz. Hala Sudelina ile birlikte yattığımı söylediğimde yüzünüzde oluşan ifade bile bunun ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyordu aslında. Çocuklara hangi yaştan itibaren uyku eğitimi verilmelidir?
Uyku eğitimi konusunda uluslararası platform da bir çok farklı görüşe rastlayabiliriz. Öncelikle kültürümüze uygunluğuna bakmayı tercih ediyorum ben.  Amerika da uyku eğitimi konusunda 4-5 aylık bebeklerde başlanabilirliğinden bahsedilirken asya kültüründe çocuklar için uyku eğitimi yada ebeveynden ayrı yatma çok daha geç aylarda yada  yaşlarda önerilmektedir. Öncelikle ilk bir buçuk yıl bebekler için güvenli bağlanma dönemi dediğimiz önemli bir dönemdir. Bu süreçte anneyle sağlıklı bağlar kurması ve istediğinde anneye ulaşması ileride ki güven duygusu için hayati önem taşımaktadır. O yüzden özellikle 4-5 aylık bir bebeğin ağlasa bile uyumaya zorlanması, annesi tarafında kucağa alınmaması bizim için çok istendik bir durum değildir. Bağlanma sürecini genel olarak basitçe anlatacak olursak; bebek ilk dört beş aya kadar tam olarak annesiyle bağını gerçekleştirmemiştir. Beş aylıktan sonra anneyi ayırt etmeye ve anneden ayrılmayla ilgili kaygı duymaya başlar. Bu kaygı sürekli artarak 13 aylık civarı top noktaya ulaşır. 18 aylıktan sonra bebeğin çevreye olan ilgisi arttıkça kaygısı azalmaya başlar. 24 aylıkta genel olarak ayrılık anksiyetesinin sona erdiğini söyleyebiliriz. Bizim önerimiz bebek doğduğu andan itibaren ayrı yatakta yatırılması, ancak ilk bir buçuk yıl konfor açısında anne baba ile aynı odada yatağı ayrı olmak üzere bulunabilir. 18 aylıktan itibaren yatağının ayrı oda da bulunması ve uykuya geçiş esnasında anne yada babanın desteğini almasını istiyoruz. Ama bu destek yanında yatmak yada sallamak olmamalıdır. Bir koltuk yada sandalyede oturmak masal anlatmak ninni söylemek olabilir. İlk kez yatak ayırmayı gerçekleştirecek ebeveynlerimize en önemli uyarımız sabırlı sakin ve tutarlı olmaları.  Bu süreçte çocuklarınıza pekiştireçler vererek sürece katkı sağlayabilirler.
Tuvalet eğitimi konusuna gelince; bu da yine çocuklar için önemli gelişim basamaklarından sayılmaktadır. Bir buçuk yaş ile dört yaş arasında bu eğitimin tamamlanmış olmasını bekliyoruz. Her çocuk için bu yaş farklılık gösterebilir.  Bu konuda ebeveynlerin başka çocukların yaşlarını baz alarak geç kaldığını düşünmesi yada erken başlaması çocuk için daha sonrasında olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Öncelikle tuvalet eğitimi verilebilmesi için çocuğumuz kas gelişimi ve zeka gelişimi açısında belli yeterlilikleri sağlıyor olmasını isteriz. Çocuğumuzun en az iki üç saat kuru kalıyor olması kas gelişimi açısından ön koşulu oluşturmaktadır. Dört beş küpü üst üste koyuyor olması, geri geri yürüyebiliyor olması da baktığımız diğer gelişim alanlarındandır. Ailenin tuvalet eğitimi için hazır olması da en az çocuğun hazır oluşluğu kadar önemlidir. Özellikle ilk günlerde sık sık tuvalete götürülmesi,  kaçırmalar yaşandığında buna sabırla karşılık verilmesi için uygun ev ortamı ve ruh hali dayanıklılığı şarttır.  Çünkü tuvalet eğitimi başladıktan sonra tekrar alt bağlamaya dönülmesi bizim için travmatik sayılabilecek bir süreçtir. Dolayısıyla en uygun ve hazır olunan zamanda başlanması hem çocuk hem ebeveyn açısından sürecin sorunsuz olmasını sağlar. Yine gece ve gündüz tuvalet eğitiminin mümkün olduğunca aynı zamanda verilmesi de önerilmektedir.
·         Anne/Baba odasının mahrem olduğunu ısrarla vurgulayacağınızı ve bu konuyu özellikle önemsediğinizi biliyorum. Çocuğun ebeveyn ile birlikte ve Anne baba odasında yatmasının çocuk için/ ebeveynler için ne gibi tehlikeleri söz konusu?
Iki yaş sonrasında özellikle bağımsızlık kazanma açısından önemli bir döneme girildiği için birlikte yatma özgüven açısından negatif bir durum yaratmaktadır. Özellikle dört yaş civarında da toplumsal cinsiyet rollerinin geliştiği önemli bir dönem olması yine mahremiyet kavramının oluşmasında temel sayılması açısından ayrı yatma bizim için bir gerekliliktir. Sadece uyku esnasında bile değil normal zamanda, özellikle tuvalet ihtiyacını giderirken kapının kapalı tutulması, banyodan sonra üzerinin giyinip çıkarılması çocuğun kendi odasında yapılmalıdır. Bu dönem de yaşanan olumsuzluklar cinsel kimlik bozukluklarına uzanan bir dizi sorunun sebebi ve habercisi olabilir
·         Uyku düzenini oturtamayan bir aile nereden başlamalı? Uyku rutini oluşturmak için Neler yapmalı? Bu sancılı süreç için önerileriniz neler?
Öncelikle anne baba olarak çocuğun ayrı yatmasının gerekliliğine inanma ve karar verme en önemli başlangıçtır. Bu kararı verdikten sonra eğer evde  çocuğun bakımıyla ilgilenen başka bireyler varsa (büyükanne, bakıcı..vb) onların da konu ile ilgili karardan haberdar edilip bilgilendirilmesi gerekmektedir. İş birliği her konuda olduğu gibi bu konuda da fazlasıyla önemlidir.Çocuğa bu konu ile ilgili bilgi vermek odasına sevdiği birkaç eşya almak (nevresim takımı gibi..) sürece olumlu etki edebilir. Ama en önemlisi anne babanın bu süreçle ilgili kararlı davranmasıdır. Anne baba ilk günden itibaren çocuğun yanında bir koltuk ya da sandalyede uyuyana kadar beklemelidir. Bu süreç  bir miktar uzayabilir yada buna ağlamalar eşlik edebilir. Bunlara karşı sabırlı tutum sergilemek gerekir. Israr ve ağlamalar sonucunda çocuğumuzun istediğinin yapılması ya da yeniden anne babanın yatağına getirilmesi süreci olumsuz etkiler ve uzatır. İki hafta içerisinde bu olumsuz göstergelerin büyük ölçüde azalmasını bekliyoruz.
İNATLAŞMA

·         Sudelina başta olmak üzere 0-4 yaş çocuklarında sıklıkla “ebeveyn ile inatlaşma” gözlemliyorum. Israrla kendi dedikleri olsun istiyor ve zaman zaman anlamsız/imkansız talepleri olabiliyor. İnatlaşma hangi yaş aralığında hangi oranlarda görülür ve normal midir?  İnatlaşma özellikle iki buçuk yaşla dört yaş arasında dönem özelliği olarak kabul ettiğimiz bir durumdur. Bu dönem çocuğu nispeten daha negatif ve inatçı olabilir. Ama bunun düzeyi genel olarak ailenin  çocuk yetiştirme tutumları ve karakter yapısıyla ilişkili olarak değişiklik gösterebilir.
·         İnatlaşma anında ebeveynin tutumu ne olmalıdır?
Genel olarak iki buçuk yaştan sonra ailelerin çocuklarına seçim yapmaları konusunda olanaklar sağlamalarını öneriyoruz. Bu çocuğun her istediği yapılmalı anlamı taşımamakla birlikte makul isteklerine de gereksiz hayırlar çocuğun inatçılığını pekiştirebilir. Ama buradaki ana nokta ailenin kararlı ve tutarlı bir yaklaşım sergilemesidir. Çocuğunuza evet dediğinizde de hayır dediğinizde de, bunu tepkileriyle  değiştirmemeniz gerekmektedir. Ağlayarak yada inatlaşarak istediğini yaptırmayı deneyimleyen çocuk bunu  farklı farklı ortamlarda bile olsa tekrar sağlamaya çalışabilir.
·         Çocuk ısrarla ağlıyor diye her istediğinin yapılmasının riskleri nelerdir?
0-6 yaş döneminde henüz soyut düşünme becerileri tam olarak gelişmediğinden, deneyimlerle öğrenmek çocuklar için öğrenme modellerinde ilk sıradadır.  Ağladığında istediği yapılan çocuk bunun şiddetini arttırabilir. İsteklerinin yerine gelmesi karakter gelişimi açısında olumsuz deneyimler kazanmasına yol açar. Temelleri yanlış atmak sonrasını da olumsuz etkiler. Akran grubu yada okul öncesi kurumda da isteklerini bu şekilde yaptırmaya çalışması toplumsal  uyum becerileri açısından da dezavantaj yaratır. 
·         Kriz anları için önerileriniz nelerdir?
Öncelikle anne ve babanın sakin, sevecen ve soğukkanlı kalmasını istiyoruz. Kullandığımız üslupta bu süreçte çok önem taşımaktadır. Ağlayan çocuğunuzla göz teması  kuracak seviyede ona yaklaşarak ağladığında onu anlamadığınızı sakin ve sevecen bir şekilde söylemenizi istiyoruz. Ağlaması bittiğinde onunla konuşabileceğinizi de belirtiniz. Sonrasında yine sakince iletişimi keserek başka bir şeylerle ilgilenmenizi ve ağlama şiddeti artsa bile ona dikkatinizi yöneltmemenizi bekliyoruz. Ağlama şiddeti azaldığında yada tamamen bittiğinde tekrar göz göze olacak şekilde yada kucağınıza alarak durumla ilgili basit bir açıklama yapmanızı gerekmektedir. İlk zamanlarda dikkatinizi daha fazla çekmek için tepkilerde artış yaşanabilir. Sabırlı olunduğu takdirde kısa sürede sönme yaşanacaktır. Anne baba olarakta tutarlı davranmanız en önemli önkoşuldur. 
İlginiz, samimiyetiniz ve vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim.

Sudelina’mın sizin gibi değerli bir kişinin gözetiminde ve kurumunuz bünyesinde büyümesinden büyük mutluluk duyduğumu belirtmek isterim.

Asıl teşekkürü  ben sizlere etmek istiyorum. Sadece kendi çocuğunuzu sağlıklı yetiştirmek için gösterdiğiniz çabadan değil etrafınızdaki anne-babalara da  bu konuda destek olmak aydınlatmak amaçlı gayretleriniz için.. Sizler ve çocuklarınız bizler için ümit ve mutluluk kaynağı..

 

 

 


© Okuyan Anne - Yeni Nesil Annenin Kitaplığı
Maira Gall
Okuyan Anne - Yeni Nesil Annenin Kitaplığı - ©

Blog Tasarımı

Bu sitede yayınlanan yazılar ve resimlerin izinsiz kullanılması
5846 sayılı fikir ve sanat eserleri yasasına aykırıdır.