AYNADAKİ BEN


28 Kasım 2016 Pazartesi


Farklı bakış açılarını ve yüksek enerjili insanları çok seviyorum.
Bu günkü konuğum kitabının Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığım Burcu Adal Köse. İnanılmaz güzel  enerjisi olan güzel insanlardan biri. İlk eseri Aynadaki Ben ile ilk tanışanlardan biriyim. Kitabın yayına hazırlanmak için bana gelmesi kesinlikle bir tesadüf değildi, olamaz. O gün pek çok aydınlanma yaşadım hayatımda.
Haydi gelin Burcu Adal Köse'yi ve Aynadaki Ben'i yakından tanıyalım.

Çok yönlüçok enerjik bir kişiliğiniz olduğunu biliyorum. Sizinle çalışmak hem çok keyifli hem de çok öğretici oldu şahsım adına lütfen okurlarımız için kendinizi tanıtır mısınız?

Öncelikle çok teşekkür ederim. Sizde öylesiniz. Her şey çok karşılıklı. Biz bir yansımayız zaten. Sizinle de çalışmak çok keyifliydi. Ben aslında oyuncuyum. Tiyatro ve dizi oyunculuğu yaptım. Yaratıcı drama dersleri verdim, çocuk tiyatro severlere. Ancak şu ben kimim sorusunu hep sordum. Maharaj’ın, maharshi’nin yada osho gibi değerli guruların sorduğu ve cevaplandırabildikleri gibi ben de bu sorunun cevabını aradım hep. Araştırdım. Okudum. Ve uygulama çalışmalarına ağırlık verdim. Kişinin kendini tanıması ve bilmesi yolunda en önemli soru ben kimimdi. Ve Aynadaki Ben böyle çıktı.

Her çıkan yeni kitabı bir doğum olarak görüyorum ben, sizde kitap yazma fikri nasıl doğdu? Kitabınızın doğum vaktinin geldiğini nasıl anladınız? Yazma süreciniz sancılı oldu mu?

Biraz evvel ilk soruda değindiğim gibi “ben kimim”in cevabını arıyordum. Düşünen beyinlerdik. Zamanında düşünüyorum o halde varımla yola çıkan insanoğlu düşüncelerini fark ettikçe derinleşiyor ve daha da ehlileşiyordu. Şimdi artık Descartes devri bitti. Sartre devri başladı. Hissedişlere yönelmeliydik. Düşünce yorucuydu. Kalbe yönelmeliydik. Ve sabah sayfaları diye nitelendirdiğim günlük notlarımdan esinlenerek bu kitabı yazdım. Kendimle konuşurken yazdığım şeylerdi bunlar. Zaten çok kısa bir süreci yok. 2008 den beri hep not alırdım. Sonrasında en önemli gördüğüm anekdotları dile getirdim. Yazma süreci sancılı olmadı. Hissederek yazıyordum. Dolayısıyla da zorlamadı beni.

Aynadaki Ben’i nasıl tanımlarsınız? Kitabınızda ne anlattınız? Özellikle vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Aynadaki Ben, bir yüzleşme kitabı aslında. Benim yüzleşmelerim gibi gözükse de herkese hitap ediyor. Zihin ve beden ilişkisine değindim. Zihnimiz bedeni, bedenimizde zihnimizi etkiliyordu. İkisi ayrılmaz bir bütündü. Ve ruhsal bütünlük bu ikisinin bir arada ve dengede olma haliyle gerçekleşecekti bunu biliyordum. Ve çok fazla teknik çalıştım. Reikisinden tutun da içe bakış yöntemlerine meditasyonuna ve de deeksha’sına kadar. Kitapta ruhsal şifa yöntemlerinin çok etkili olduğunu gördüm. Bedenimde ve ruhumda derin bir şekilde deneyimledim. Ruhsal fark edişler, soyuttur. Hissetmek gerekir anlatmak bir yere kadar oluyor tabi. Kabullenmelerden bahsettim. Yargısız bir şekilde yaşayabilme hallerini yazdım. Kıyaslamalar yapmadan yaşamanın  çok daha manidar olduğunu söyledim.İnsanın kendisini tanıması aynadaki yüzünü görmesidir. Kendi bilinçaltımızı fark edip bilinçli bir farkındalık yaratmak kisiye fayda sağlar. Kendinizi tanırsanız başkalarını da rahat bir şekilde analiz edebilirsiniz. Bu çok güzeldir. Özellikle vermek istediğim bir mesaj var evet. Öncelikle okuyan ve araştıran bir toplum olmalıyız. Biz her şeye körü körüne saplanıp kalıyoruz. Kendi dışımızda olan biteni gözlerken kendi iç dünyamızı da fark etmeyi öğrenmeliyiz. Madde ve mana dünyasını eşit bir şekilde yaşamaya fırsat vermeliyiz. Manayı bilmek, ruhsal bütünlüğümüzü bulmamızı sağlar.

Spritüelizm hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Nedir Spritüelizm ve siz nasıl tanıştınız?

Spiritüalizm, ruhsallık demektir. Tinsel olanı, ruhu hissetmek ve yaşamak demektir. Bence bu bir bilim dalı olmalıdır. Çünkü din, bilim, astroloji,fizik,kimya, psikoloji hatta parapsikoloji  hepsi birbiriyle ilintilidir.Hiç bir şey birbirinden bağımsız değildir. Haliyle ruhsallıkta yaşamın içindedir. Hep genetik kodlar diyorum ya benim de spiritüalizm ile tanışmam genetik bir kod aslında. Çocukluğumdan bu yana ben bu tarz kitapların içinde büyüdüm. Hatta enerji konusu açılınca evde korkardım. Bilinmeyenden korkarız ya aynı onun gibi. Sonuçta o çocukluk devri bitti tabiJ Babam bıraktı bu konuları ben başladım. Genetiğe çekim söz konusuydu ve bir de merak.

Kitabınızla ilgili nasıl geri bildirimler alıyorsunuz?

Çok olumlu geri bildirimler alıyorum. Benden bu optimist bakış açımı nasil kazandıgimi soruyorlar. Ben de diyorum ki; Pesimist bakış açımın beni yerle bir ettiğini fark edene kadar. Acı ve hatalar her zaman büyütür, olgunlaştırır insanı diyorum. Ruhsal bütünlüğümü nasıl sağlayabilirim yada dedikodusuz nasıl yaşanır diyorlar. Başkalarıyla ilgilenmeyi bırakırsak kendi yolculugumuza daha hazır hale geliriz diyorum. Meditasyon ve deeksha’nın faydalarını anlatıyorum. Ve diger şifa tekniklerinin.

Annelere yönelik değinmek istediğiniz bir konu var mı? Hayalinizdeki anne modeli nasıl?

Her anne çocuğunun iyi olmasını ister. Hem sağlıklı hem de başarılı olmasını ister. Ancak ebeveynler kendi doğrularını empoze etmeye kalkabilirler. Bu doğru değildir. Biz anneden ve babadan belli kromozomlarla dünyaya geliyoruz. Zaten benzeştiğimiz bir sürü şey var. Ama aynı karmayı ya da kaderi yaşamak zorunda değiliz.  Değiştirilebilir şeyler bunlar. Artik dna ve hücre kodları değiştirilebiliyor. Bu konu harici bilgiydi yine de açıklamak istedim. Anneler, çocuklarını tanımaya çalışmalılar. Ne istediklerini ve nasıl bir ruh halinde olduklarını gözlemlemeliler. Çocuklarını çok azarlayan anneler görüyorum. Bunu asla doğru bulmuyorum. Benim ailemde hiç yoktu bu durum. Şükürler olsun. Her daim düşüncelerime ve fikirlerime saygı duyan bir ailem oldu. Bu konuda şanslıydım. Hayalimde bir anne adayı yok. Ben ruhsal tekamülüm gereği kendisini seçmiştim bu da bir seçimdi. O yüzden hayal ettigimiz anne ve baba adayından çok biz nasıl daha iyi insanlar olabilirize odaklanıyorum. Anne ve babalar, çocuklariyla dengeli iliskiler kurmayı ögrenmeliler. Ne çok şımartacaksın ne de çocuk daha deyip küçümseyeceksin. Ikisini de yapmayacaksın. Dengeli oranda verilen her şey daha sağlıklı oluyor.

Kitabınızda sıklıkla niyet etmenin önemi, akışta kalma hali ve duanın gücünden bahsediyorsunuz. Bu kavramları hayatınızda uygulayabiliyor musunuz? İlginç bir anınız var mı?

Niyet etmek cidden önemlidir. İnançlarımızla dünyayı değiştirebiliriz. Niyet etmek zaten yarı yarıya yapmak demek değil mi? Duanın kudreti de yadsınamayacak kadar büyüktür. Çünkü yine duada zikirde inançlarımızdan doğar. İnandığımız şye dua eder. Niyetimizi net bir şekilde yüce yaradana teslim edersek eğer bu evrende kendi gerçeğini bulur. Evrenin yaratıcısı hiç bir isteğimize hayır demez aslında. Tabi ki korkularımız yoksa. Istediğimiz şeye yürekten inanmıyorsak ya da alt bilincimizde korkularımiz varsa istediginiz kadar dua edin, gerçekleşmiyecektir. Anda ve akışta olmaktan bahsettim sıkça evet. Evet bundan üç yıl önce evde duvarima dahi yazip asmistim buyuk harflerle.Anda ve akışta diye. Şimdiki zaman en degerli zaman. Geçmiş ve gelecek iç içe. Yani şu icinde bulundugumuz zaman bizim gelecegimizi belirliyor. Bu yuzden anda yaptigimiz her eylemin farkinda olarak yapmamiz gerekiyor. Bu kavramlari hayatimda uyguluyor muyum? Evet şükürler olsun ki başarabiliyorum. Andan uzaklastigimi fark ettigim an hemen bedenime odaklaniyor simdiki mevcudiyetimi hissediyorum. Tüm bedene odaklanamazsanız bile ayağınızin altına tabaniniza odaklanin. Bu arada nefesinizi hemen fark edin. Bedeniniz, zihniniz tüm hissedişiniz şimdiye gelir. Tabi bu yoğun çalışmalarla daha belirgin hale gelir. Hissetmeye calisin. Anda kalma farkindalik meditasyonlari yapin derim. İlginc deneyimlerim oldu. Deeksha yani oneness blessing calismalari sirasinda ancak bunları anlatmak inanin kolay degil. Deneyimlemeniz gerekli.

Aynaya baktığınızda gördüğünüz aynadaki sizi özetlersek neler söylemek istersiniz. Sizin dönüşüm yolculuğunuzun sihirli kelimeleri neler?

Aynadaki yeni yüzümü çok seviyorum. Kendisiyle barışık, herkesi olduğu gibi kabul edebilen, yargısız ve tarafsız biri olabildim. Karşıma çıkan insanların ne icin karşıma çiktiklarini dahi fark edebiliyorum. Anladim ki;Hiç birsey tesadüf değil. Dönüşüm yolculuğumun sihirli kelimeleri hoş bir soru bu. Öncelikle inançtır. Güvendir. Kendinize güveniyorsunuz ve bu İlahi olan evrene güveniyorsunuz. Yani siz ve yaratıcınız olan Allah her daim var. Ve olacak. Üçüncü sihirli sözcük ise şükürler olsundur.

Kitap Satış oranlarınıza baktığımızda satıl site grafiklerinde oldukça hızlı bir ivme kazandığınızı görüyorum. Kitabınızı kimler okumalı,kimlere hitap ediyor?

Kitap satış oranları evet iyi gidiyor. Kalpten çıkan kalplere ulaşır. Her yaştan herkese hitap eder diye düsünuyorum.Ozellikle ergenlerin ve genclerin okumasini isterim. Yazdigim seyleri eger yasamlarina erken yaslarda gecirebilirlerse rahat huzurlu ve daha basarili bir yasamlari olacaktir. Ancak her yaş okusun bence. Bunlar ömür boyu ihtiyacimiz olan yasamsal farkindalik deneyimleri.

Yeni Projeleriniz var mı?

Ben uzun vadeli planlar yapmamayı öğrendim. Kitabimda da yazdigim gibi iste ve birak diyorum . Hatta bu bir yasa bana göre.  Ancak bilincli farkindalik yolunda insanlara danışmanlık yapmak ve seanslar vermek istiyorum. Zaten şu anda da çevremde böyle insanlar var. Meditadyon ve deeksha seanslarıyla kisilerin ruhsal butunlugu icin kanallim etmek sanki görevimmis gibi hissediyorum  . Spiritüalizm güzel bir yolculuktur. Ömür boyu sürer, hiç bitmez.
Cok tesekkur ediyorum. Sevgiler, saygilar.



Röportaj: Pınar Yeşiltay SEVİM
Kasım 2016
İzmir

1 yorum

© Okuyan Anne - Yeni Nesil Annenin Kitaplığı
Maira Gall
Okuyan Anne - Yeni Nesil Annenin Kitaplığı - ©

Blog Tasarımı

Bu sitede yayınlanan yazılar ve resimlerin izinsiz kullanılması
5846 sayılı fikir ve sanat eserleri yasasına aykırıdır.