Farklı bakış açılarını ve yüksek enerjili insanları çok seviyorum.
Bu günkü konuğum kitabının Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığım Burcu Adal Köse. İnanılmaz güzel enerjisi olan güzel insanlardan biri. İlk eseri Aynadaki Ben ile ilk tanışanlardan biriyim. Kitabın yayına hazırlanmak için bana gelmesi kesinlikle bir tesadüf değildi, olamaz. O gün pek çok aydınlanma yaşadım hayatımda.
Haydi gelin Burcu Adal Köse'yi ve Aynadaki Ben'i yakından tanıyalım.
Çok yönlüçok enerjik bir kişiliğiniz olduğunu biliyorum. Sizinle
çalışmak hem çok keyifli hem de çok öğretici oldu şahsım adına lütfen
okurlarımız için kendinizi tanıtır mısınız?
Öncelikle çok teşekkür ederim. Sizde öylesiniz. Her şey çok
karşılıklı. Biz bir yansımayız zaten. Sizinle de çalışmak çok keyifliydi. Ben
aslında oyuncuyum. Tiyatro ve dizi oyunculuğu yaptım. Yaratıcı drama dersleri
verdim, çocuk tiyatro severlere. Ancak şu ben kimim sorusunu hep sordum. Maharaj’ın,
maharshi’nin yada osho gibi değerli guruların sorduğu ve cevaplandırabildikleri
gibi ben de bu sorunun cevabını aradım hep. Araştırdım. Okudum. Ve uygulama
çalışmalarına ağırlık verdim. Kişinin kendini tanıması ve bilmesi yolunda en
önemli soru ben kimimdi. Ve Aynadaki Ben böyle çıktı.
Her çıkan yeni kitabı bir doğum olarak görüyorum ben, sizde kitap yazma
fikri nasıl doğdu? Kitabınızın doğum vaktinin geldiğini nasıl anladınız? Yazma
süreciniz sancılı oldu mu?
Biraz evvel ilk soruda değindiğim gibi “ben kimim”in
cevabını arıyordum. Düşünen beyinlerdik. Zamanında düşünüyorum o halde varımla
yola çıkan insanoğlu düşüncelerini fark ettikçe derinleşiyor ve daha da
ehlileşiyordu. Şimdi artık Descartes devri bitti. Sartre devri başladı. Hissedişlere
yönelmeliydik. Düşünce yorucuydu. Kalbe yönelmeliydik. Ve sabah sayfaları diye
nitelendirdiğim günlük notlarımdan esinlenerek bu kitabı yazdım. Kendimle
konuşurken yazdığım şeylerdi bunlar. Zaten çok kısa bir süreci yok. 2008 den
beri hep not alırdım. Sonrasında en önemli gördüğüm anekdotları dile getirdim.
Yazma süreci sancılı olmadı. Hissederek yazıyordum. Dolayısıyla da zorlamadı
beni.
Aynadaki Ben’i nasıl tanımlarsınız? Kitabınızda ne anlattınız? Özellikle
vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Aynadaki Ben, bir yüzleşme kitabı aslında. Benim yüzleşmelerim
gibi gözükse de herkese hitap ediyor. Zihin ve beden ilişkisine değindim.
Zihnimiz bedeni, bedenimizde zihnimizi etkiliyordu. İkisi ayrılmaz bir bütündü.
Ve ruhsal bütünlük bu ikisinin bir arada ve dengede olma haliyle
gerçekleşecekti bunu biliyordum. Ve çok fazla teknik çalıştım. Reikisinden
tutun da içe bakış yöntemlerine meditasyonuna ve de deeksha’sına kadar. Kitapta
ruhsal şifa yöntemlerinin çok etkili olduğunu gördüm. Bedenimde ve ruhumda
derin bir şekilde deneyimledim. Ruhsal fark edişler, soyuttur. Hissetmek
gerekir anlatmak bir yere kadar oluyor tabi. Kabullenmelerden bahsettim.
Yargısız bir şekilde yaşayabilme hallerini yazdım. Kıyaslamalar yapmadan
yaşamanın çok daha manidar olduğunu
söyledim.İnsanın kendisini tanıması aynadaki yüzünü görmesidir. Kendi
bilinçaltımızı fark edip bilinçli bir farkındalık yaratmak kisiye fayda sağlar.
Kendinizi tanırsanız başkalarını da rahat bir şekilde analiz edebilirsiniz. Bu
çok güzeldir. Özellikle vermek istediğim bir mesaj var evet. Öncelikle okuyan
ve araştıran bir toplum olmalıyız. Biz her şeye körü körüne saplanıp kalıyoruz.
Kendi dışımızda olan biteni gözlerken kendi iç dünyamızı da fark etmeyi
öğrenmeliyiz. Madde ve mana dünyasını eşit bir şekilde yaşamaya fırsat
vermeliyiz. Manayı bilmek, ruhsal bütünlüğümüzü bulmamızı sağlar.
Spritüelizm hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Nedir Spritüelizm
ve siz nasıl tanıştınız?
Spiritüalizm, ruhsallık demektir. Tinsel olanı, ruhu
hissetmek ve yaşamak demektir. Bence bu bir bilim dalı olmalıdır. Çünkü din, bilim,
astroloji,fizik,kimya, psikoloji hatta parapsikoloji hepsi birbiriyle ilintilidir.Hiç bir şey
birbirinden bağımsız değildir. Haliyle ruhsallıkta yaşamın içindedir. Hep
genetik kodlar diyorum ya benim de spiritüalizm ile tanışmam genetik bir kod
aslında. Çocukluğumdan bu yana ben bu tarz kitapların içinde büyüdüm. Hatta
enerji konusu açılınca evde korkardım. Bilinmeyenden korkarız ya aynı onun
gibi. Sonuçta o çocukluk devri bitti tabiJ
Babam bıraktı bu konuları ben başladım. Genetiğe çekim söz konusuydu ve bir de
merak.
Kitabınızla ilgili nasıl geri bildirimler alıyorsunuz?
Çok olumlu geri bildirimler alıyorum. Benden bu optimist
bakış açımı nasil kazandıgimi soruyorlar. Ben de diyorum ki; Pesimist bakış
açımın beni yerle bir ettiğini fark edene kadar. Acı ve hatalar her zaman
büyütür, olgunlaştırır insanı diyorum. Ruhsal bütünlüğümü nasıl sağlayabilirim
yada dedikodusuz nasıl yaşanır diyorlar. Başkalarıyla ilgilenmeyi bırakırsak kendi
yolculugumuza daha hazır hale geliriz diyorum. Meditasyon ve deeksha’nın
faydalarını anlatıyorum. Ve diger şifa tekniklerinin.
Annelere yönelik değinmek istediğiniz bir konu var mı? Hayalinizdeki
anne modeli nasıl?
Her anne çocuğunun iyi olmasını ister. Hem sağlıklı hem de
başarılı olmasını ister. Ancak ebeveynler kendi doğrularını empoze etmeye
kalkabilirler. Bu doğru değildir. Biz anneden ve babadan belli kromozomlarla
dünyaya geliyoruz. Zaten benzeştiğimiz bir sürü şey var. Ama aynı karmayı ya da
kaderi yaşamak zorunda değiliz. Değiştirilebilir şeyler bunlar. Artik dna ve
hücre kodları değiştirilebiliyor. Bu konu harici bilgiydi yine de açıklamak
istedim. Anneler, çocuklarını tanımaya çalışmalılar. Ne istediklerini ve nasıl
bir ruh halinde olduklarını gözlemlemeliler. Çocuklarını çok azarlayan anneler
görüyorum. Bunu asla doğru bulmuyorum. Benim ailemde hiç yoktu bu durum.
Şükürler olsun. Her daim düşüncelerime ve fikirlerime saygı duyan bir ailem
oldu. Bu konuda şanslıydım. Hayalimde bir anne adayı yok. Ben ruhsal tekamülüm
gereği kendisini seçmiştim bu da bir seçimdi. O yüzden hayal ettigimiz anne ve
baba adayından çok biz nasıl daha iyi insanlar olabilirize odaklanıyorum. Anne
ve babalar, çocuklariyla dengeli iliskiler kurmayı ögrenmeliler. Ne çok
şımartacaksın ne de çocuk daha deyip küçümseyeceksin. Ikisini de yapmayacaksın.
Dengeli oranda verilen her şey daha sağlıklı oluyor.
Kitabınızda sıklıkla niyet etmenin önemi, akışta kalma hali ve duanın
gücünden bahsediyorsunuz. Bu kavramları hayatınızda uygulayabiliyor musunuz?
İlginç bir anınız var mı?
Niyet etmek cidden önemlidir. İnançlarımızla dünyayı
değiştirebiliriz. Niyet etmek zaten yarı yarıya yapmak demek değil mi? Duanın
kudreti de yadsınamayacak kadar büyüktür. Çünkü yine duada zikirde
inançlarımızdan doğar. İnandığımız şye dua eder. Niyetimizi net bir şekilde
yüce yaradana teslim edersek eğer bu evrende kendi gerçeğini bulur. Evrenin
yaratıcısı hiç bir isteğimize hayır demez aslında. Tabi ki korkularımız yoksa.
Istediğimiz şeye yürekten inanmıyorsak ya da alt bilincimizde korkularımiz varsa
istediginiz kadar dua edin, gerçekleşmiyecektir. Anda ve akışta olmaktan
bahsettim sıkça evet. Evet bundan üç yıl önce evde duvarima dahi yazip asmistim
buyuk harflerle.Anda ve akışta diye. Şimdiki zaman en degerli zaman. Geçmiş ve
gelecek iç içe. Yani şu icinde bulundugumuz zaman bizim gelecegimizi
belirliyor. Bu yuzden anda yaptigimiz her eylemin farkinda olarak yapmamiz
gerekiyor. Bu kavramlari hayatimda uyguluyor muyum? Evet şükürler olsun ki
başarabiliyorum. Andan uzaklastigimi fark ettigim an hemen bedenime odaklaniyor
simdiki mevcudiyetimi hissediyorum. Tüm bedene odaklanamazsanız bile ayağınızin
altına tabaniniza odaklanin. Bu arada nefesinizi hemen fark edin. Bedeniniz, zihniniz
tüm hissedişiniz şimdiye gelir. Tabi bu yoğun çalışmalarla daha belirgin hale
gelir. Hissetmeye calisin. Anda kalma farkindalik meditasyonlari yapin derim. İlginc
deneyimlerim oldu. Deeksha yani oneness blessing calismalari sirasinda ancak
bunları anlatmak inanin kolay degil. Deneyimlemeniz gerekli.
Aynaya baktığınızda gördüğünüz aynadaki sizi özetlersek neler söylemek
istersiniz. Sizin dönüşüm yolculuğunuzun sihirli kelimeleri neler?
Aynadaki yeni yüzümü çok seviyorum. Kendisiyle barışık, herkesi
olduğu gibi kabul edebilen, yargısız ve tarafsız biri olabildim. Karşıma çıkan
insanların ne icin karşıma çiktiklarini dahi fark edebiliyorum. Anladim ki;Hiç
birsey tesadüf değil. Dönüşüm yolculuğumun sihirli kelimeleri hoş bir soru bu.
Öncelikle inançtır. Güvendir. Kendinize güveniyorsunuz ve bu İlahi olan evrene
güveniyorsunuz. Yani siz ve yaratıcınız olan Allah her daim var. Ve olacak. Üçüncü
sihirli sözcük ise şükürler olsundur.
Kitap Satış oranlarınıza baktığımızda satıl site grafiklerinde oldukça
hızlı bir ivme kazandığınızı görüyorum. Kitabınızı kimler okumalı,kimlere hitap
ediyor?
Kitap satış oranları evet iyi gidiyor. Kalpten çıkan
kalplere ulaşır. Her yaştan herkese hitap eder diye düsünuyorum.Ozellikle
ergenlerin ve genclerin okumasini isterim. Yazdigim seyleri eger yasamlarina
erken yaslarda gecirebilirlerse rahat huzurlu ve daha basarili bir yasamlari
olacaktir. Ancak her yaş okusun bence. Bunlar ömür boyu ihtiyacimiz olan yasamsal
farkindalik deneyimleri.
Yeni Projeleriniz var mı?
Ben uzun vadeli planlar yapmamayı öğrendim. Kitabimda da
yazdigim gibi iste ve birak diyorum . Hatta bu bir yasa bana göre. Ancak bilincli farkindalik yolunda insanlara
danışmanlık yapmak ve seanslar vermek istiyorum. Zaten şu anda da çevremde
böyle insanlar var. Meditadyon ve deeksha seanslarıyla kisilerin ruhsal
butunlugu icin kanallim etmek sanki görevimmis gibi hissediyorum . Spiritüalizm güzel bir yolculuktur. Ömür
boyu sürer, hiç bitmez.
Cok tesekkur ediyorum.
Sevgiler, saygilar.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil