S.T.E.M İLE GELECEĞiN MUCİTLERİ YETİŞİYOR!
S.T.E.M NEDİR?
Yıllardır
farklı eğitim modelleri ve teknikleri ile geliştirilen gelişim alanlarına bir
süredir yeni yaklaşımlar da eklendi. Yeni nesil teknolojik çocuklarının entegre
olarak kullanabileceği pek çok alternatif eğitim programı artık mevcut.
Doğum
öncesinden başlayan hatta gebelik öncesinde anne ve babanın almış olduğu
eğitimin bile doğrudan etkili olduğu çocuk eğitim ve gelişimi; doğum
koçlarından alınan profesyonel destek, yeni doğan bakım eğitimleri, anne baba
okulları, emzirme teknikleri… vb devam ediyor. Önce ebeveynlerin
bilgilendirmesi sonra da çocuğun direk eğitime dahil edilmesi ile zehir gibi
nesiller yetişiyor artık.
Okul öncesi
dönemde verilmeye başlayan S.T.E.M eğitimleri de bunlardan sadece biri. S.T.E.M
her ne kadar dünyada yaygınlaşmış olsa da Türkiye’de yeteri kadar bilinmediğini
düşünüyorum. Peki nedir bu S.T.E.M dediğinizi duyar gibiyim. İngilizce olarak “kök”
anlamına gelen ve her harfin ayrı anlamlarla kodlandığı bir eğitim içeriği.
Aslında anlamının kök olması da oldukça manidar çünkü ileride bu günün yeni
nesil çocukları ileride kendi meslek hayatlarına adım atacak ve ülke gelişimine
destek olacaklar.
Bir alıntı ile
değinecek olursam: “İşte bir çiçeğin
kökleri gibi öğrenciler daha küçükken kendi yetenekleri ve geliştirilebilecek yetenekleri doğrultusunda yetişirlerse o
bitki büyüyecek ve kendi genlerinden gelen çiçeğini
oluşturacaklardır. O çiçek o bahçede eksik bir mavi, bir kırmızı, bir yeşil
olacaktır. Belki eksiği tamamlayan bir yaprak belki sussuz ortamda yaşamını
sürdürmeye yetenekli bir kaktüs.”
Türkiye’de özel okul ve kolejlerin yeni
yeni eğitim içeriğine aldığı yöntem yurt dışında müfredatlarla uygulanıyor ve
2012 yılından itibaren de bütçelendirilerek geliştiriliyor.
STEM Science (Fen), Technology
(Teknoloji), Engineering (Mühendislik) ve Mathematics (Matematik) kelimelerinin
yan yana gelmesi ile oluşan eğitim programına verilen ad.
Yani çocuğunuzu hem Fen
Bilgisi hem Teknoloji hem Mühendislik hem de Matematik alanlarında geliştiren
bir alt yapı sunuyor ki günümüz çocuklarının dijital çocuklar olduğu dikkate
alındığında önemi daha da artıyor. Innovatif yani yenilikçi ve üretken düşünce
yapısının oluşması, çocukların bilimi sevmeleri ve gelecekte kendi
tasarımlarını hayata geçirmeleri için çok önemli olduğu sık sık vurgulanıyor.
Ne yazık ki günümüz
eğitim sistemi sadece sınav kazanmaya yönelik hale geldiği için uygulama ve
öğrenmeden çok ezberleyici kes-kopyala-yapıstır şeklinde işliyor ve öğrenciler
de öğrenip içselleştirme ve üzerine düşünüp geliştirmek yerine sınava kadar
ezberleyip ardından unutmayı tercih ediyor.
İşte bu ezberci
sistemden kopup sorgulayan, üreten ve geliştiren çocuklar yetiştirmek için
çocukların STEM sistemi ile tanışmaları gerekiyor. Bu bağlamda açılan merkezler
ve aktivite merkezleri özellikle Robotik ve Kodlama dersleri, bilimsel-oyun
deneyleri, Interaktif ve sorgulayan içerikleri ve materyalleri ile çocukları
geleceğe hazırlıyor.
Robotoik ve Kodlama
dersleri okul öncesi 3+ yaş itibariyle özellikle sağ sol ileri ve geri ana
komutlarının türevleri ile verilen görevi yerine getirme şeklinde akullı botlar
aracılığı ile sağlanıp Lego ve benzeri robotik kodlama etkinlikleri ile
geliştirilebiliyor.
Lego’nun geliştirdiği
ve tüm dünyada kullanılan We Do 2 özellikle okula hazırlık aşamasındaki
çocuklardan başlayarak ilköğretim ve orta okul seviyesine kadar farklı özelliklerde
robot yapma ve söz konusu robotları pc, tablet ya da notebook gibi teknolojik
araçlarla kodlayarak hareket ettirmeye imkan tanıyor. Kendi robotunu
tasarlayarak kodlayan ve hareket etmesinden mutluluk duyan çocuklar aynı
zamanda bilime sempati duymaya ve innovatif düşünmeye yatkınlık kazanıyor.
Ayrıca verilen görevler
için çocukların araştırma yapmaları ve göreve yönelik tasarımlar geliştirmeleri
beklenen Robotik ve Kodlama uygulamaları çocukların geleceğin mucitleri
olmaları yönünde önlerini açıyor.
Yine bir alıntı ile Türkiye’nin
içler acısı durumunu paylaşmak istiyorum: “Kim 500 milyar ister?” adlı
programlar gibi genel kültürü, araştırmacılığı, yorum yapma becerisini, değişik
yazarları okuma ve farkındalık düzeyini ölçen yarışmalarda daha 3. soruda
elenen belirli üniversitelerden dereceyle mezun olmuş daha
ünvanları saymakla bitmeyen toplum üyelerini tanımak ve şaşırmak… Veya her
seferinde TIMSS (Trends in International Mathematics and Science Study)
ve OECD tarafından gerçekleştirilen ve 15 yaş gençler bazında yapılan
PISA (The Programme for International Student Assessment) sınavlarında ülkemizdeki
gençlerin bilgiyi kullanmadaki yetersizliğine şahit olmak…
“STEM” aslında küçük yaşlarda sahip olduğumuz “yaratıcılığı” kullanarak, destekleyerek, tetikleyerek problem odaklı çalışmaya, çocuklardaki “merak” duygusundan
yola çıkarak çözümler bulmaya odaklı bir sistem. Matematiği veya fen’i ders
olarak değil edindiği bilgileri hayatında uygulamasına olanak sağlayacak bir
proje. Bunun için belki de en önemli adım disiplinler arası işbirliği.”
Siz de çocuğunuz için S.T.E.M alt yapısı ile eğitim veren
kurumları seçemiyor olsanız da atölye çalışmaları ve eğitim programlarını
araştırarak çocuğunuzu geliştirebilirsiniz.
Pınar Yeşiltay SEVİM
Kesinlikle yazdıklarınıza katılıyorum. Geleceğin yeni mucitlerine şans vermemiz için bu eğitimin tüm okullarda verilmesi gerekiyor.
YanıtlaSil