EN EĞLENCELİ YENİ NESİL MÜKEMMEL ANNELİK KİTAPLARI
Son haftalarda ard arda muhteşem 3 inanılmaz eğlenceli yeni
nesil mükemmel annelik kitabı okudum. Nasıl eğlendim nasıl keyif aldım anlatmaya
kelimeler yetersiz kalır. Okurken yüzüme yapışan aptal bir gülümseme ile
dolaştım tüm gün. Kelimeleri mizahla ve mizahı annelikle buluşturan kadınları
seviyorum. Bizi bizden iyi kimse anlayamaz. Annelik serüvenine adım atmış
kadınlardan; “endişe”, “korku” ve “çaresizlik” üçgenini, Komşu baskısı – el alem
ne der çıkmazını, sütüm olacak mı sorunsalını ama illa ki “Sütün var mı? Emiyor
mu?” sorusunu duymayan yaşamayan yoktur. İşte o hormonların tavan yaptığı
dönemde yaşanan, yaşanması muhtemel gebelik, lohusalık ve anneliğin birinci
partına ilişkin keskin mizah; doğum odası, fotoğraf çekimi, mevlüt ve bilimum
süs taş tül içeren gösteriş ve abartı merakı; her şeye ilahi karışan eş dost
akraba kayınvalide görümce komşu … bilimum her şeyi bilen teyzeler ve amcaların
harmanlandığı ANNELİK kapısının ilk aralanma anları…
Genellikle misafir oyuncu heyecanlı babalar, gazla kolikle
sarılıkla ve eş dost ziyaretçi ve onların bilmişlikleri ile cinnet geçiren ve
kendilerini yetersiz hisseden uykusuz anneler yalnız olmadığınızı, sizin
yaşadıklarınızın benzerini yaşayan ve hisseden başkalarının da olduğunu görmek
adına bu kitapları okuyun.
1.
ANNE OLUNCA ANLARSIN DEDİLER GELDİK
“Selindrella” serisi ile
okurun kalbinde taht kuran ve dünyada chick-lit olarak adlandırılan “şehirli,
çalışan genç kadınları hedefleyen romantik komedi” türünde Türkiye’de bir
trende öncülük eden senarist-yazar Ekin Atalar, yeni romanı Anne Olunca
Anlarsın Dediler Geldik! ile okurlarını güldürmeye devam ediyor. Artemis
Yayınları etiketiyle raflarda yerini alan romanda, günümüz kadınlarının hemen
hepsi kendinden bir şey bulacak.
Hayatınıza bir bebeğin katılımıyla, anne olmadan önce edilen büyük
lafların, girilen beklentilerin, yapılan planların hepsinin unutulacağı bilinen
bir gerçektir. Hiç bitmeyecek bir okula adım atan, dahası hiç maaş vermeyecek
bir patronun, bebeğinin emrine giren annenin tek tesellisi, bu yolda yalnız
olmadığını bilmektir belki de. İşte bu yüzden, bu romanın ana karakterinin bir
adı yok. Çünkü o, anneliğin muhteşem, kutsal, engebeli, zor ve eğlenceli
yollarında, dünyadaki bütün anneleri temsilen yürüyor. Anne Olunca
Anlarsın Dediler Geldik! anne olan, anne olmayı düşünen ya da bir canlıya
ebeveynlik eden herkesin kahkahalarla okuyacağı, içimizden bir roman.
(Tanıtım Bülteninden)
EMİYOR MU? #Hihieved – MÜKEMMEL ANNELİK BENİ
TEĞET GEÇTİ
"Nasıl doğdu?"
“Normal doğurdun değil mi?”
“Niye ağlıyor?”
“Bu çocuk aç.”
"Kucağa alıştırmışsın."
"Ben hamileyken 2 kilo almıştım, emzirirken 32 kilo
verdim."
“Sen daha dur, bunlar iyi günlerin.”
“Saçını kestir, erkek çocuk uzun saçlı olmaz.”
Ve hemen her yeni annenin duyduğu o meşhur soru: "Emiyor
mu?"
Anneliğimin ilk zamanlarında kendimle ve kitaplardan okuyup da
“Böyle bir anne olacağım” diye yemin ettiğim, ancak çok kısa sürede tarumar
olan mükemmel annelik hayallerimle savaştığım yetmiyormuş gibi bir de yeni anne
dedektörleriyle savaştım; bu topraklarda doğuran tüm analar gibi.
Sonra bunlardan rahatsız olmamaya, hatta kendi üzerimizde
kurduğumuz ve farklı biçimlerde karşımıza çıkan tüm bu baskılarla eğlenmeye;
başta kendime, tüm büyük konuştuklarıma, hepsine #hihieved demeye başladım.
Annelik deneyimimde hiçbir şey, herkesin her şeyi bildiği ve
anlattığı gibi olmadı.
Mükemmel annelik beni teğet geçti.
İyi ki de geçti.
(Tanıtım Bülteninden)
"Artan sütle Alinazik yapıyorum dedim, tarifini
sordular!"
"Sadece mükemmellik beklentisiyle değil, cinsiyetçilik
baskısıyla da mücadele ediyoruz. “Göster amcalara pipini”ler biçim değiştirerek
devam ediyor. Oyuncakçıda paketleme yaparken soruyorlar, “Kız mı erkek mi”,
“Erkek ama lütfen pembe pakete sarın” diyorum. Kerem’in tencere tava, vileda,
ütü gibi oyuncakları var. Çok da mutluyum böyle olmasından. O “paşa oğlum,
prensim, aslanım’ zihniyetiyle de kanımın son damlasına kadar dalga geçmeye
devam edeceğim."
"Sofra kültürünü
kazandırmak için erken olduğunu düşünmeyin, yaşına uygun çatal ve kaşık vererek
onu sofraya dahil edin. Nasıl uyum sağladığını görünce şaşıracaksınız."
(Güliz Arslan'la Hürriyet
Pazar röportajından)
3.
MANYAK ANNE – BEN DEĞİL HORMONLARIM YAPTI:
Hormon denen illetin bir
kadını nasıl ele geçirebildiğini okuyunca, fantastik film izlemekten
vazgeçeceksiniz çünkü gerçekler çok daha inanılmaz...
Kocanızı “ayaklı çocuk yapıcı” olarak gördünüz mü hiç?
Hamileyken biri koltuğa sert oturdu diye bebeğinizin zarar
göreceğinden korktunuz mu?
Loğusayken her kapı çaldığında misafir gelecek korkusuyla
yerinizden fırladınız mı?
Büyük konuştuğunuz her şeyi yapıp bir de kendinizi haklı
çıkardınız mı?
“Sütün geliyor mu?” diye soran insanları gerçekten sevdiniz mi?
Çocuğunuzu aylarca içme suyuyla yıkadınız mı?
Bebeğinizin banyosunu ısıtırken evi yaktınız mı?
Çocuk başını çarptı diye gidip aynı yere kafa attınız mı?
Doktorun çocuğunuz için verdiği ilaçlara gurmelik yaptınız mı?
*
Hayır, hayır!
Bütün bunları ben yapmadım, tabii ki, hormonlarım yaptı.
Her şeyin tek suçlusu onlar...
Hormonlar!
Hiç yorum yok
Yorum Gönder