BENİ ÖDÜLLE CEZALANDIRMA


17 Aralık 2016 Cumartesi

BENİ ÖDÜLLE CEZALANDIRMA 

Mutlu ve başarılı çocuk yetiştirme rehberi Doğan Kitaptan çıktı. Pek çok annenin elinde görüyorum. Yakın zamanda ben de temin ettim ve okumaya başladım.

Çocuk yetiştirirken uyguladığımız pek çok doğru bildiğimiz yanlışı gözler önüne seriyor yazar Dr.Özgür Bolat. Kitap salt bir ebeveyn çocuk kategori kitabı gibi görünse de aslında hayatın her aşamasından örneklerle “ödül” ve “ceza” kavramlarını nasıl da yanlış kullandığımızı yalın bir dille aktarıyor okura.

Çocuklarımıza isteklerimizi yaptırmak ve onları kendimizce en doğru şekilde hayata hazırlamak için onlara bir takım yaptırımlarda bulunur, bu yaptırımları uygulayabilmek ve birazda çocuğumuzu motive edebilmek için “ödül” dediğimiz dışsal motivasyon unsurlarını sunarız onlara, ya da yapmadıkları zaman “ceza” dediğimiz mahrum bırakma uyaranları ile bizlerin istediğimiz kalıplara girmeleri yönünde zorlarız çocuklarımızı.

Çocuk da bizlerin yönlendirmeleri doğrultusunda hem “ödül” denen motivasyon unsuruna ulaşmak, hem “ceza” dediğimiz mahrum bırakma durumunu yaşamamak hem de biz anne ve babaların saygınlığını ve sevgisini kazanmak için talep ve isteklerimize boyun eğer. Peki ne zamana kadardır ödül ile yaptırımın geçerliliği? İşte Doktor Özgür Bolat kitabında bu konuyu derinlemesine ele alıp bilimsel deneylerle kanıtlanmış sonuçları paylaşmış bizimle. Ödül ve ceza ile çocuklarımızı maalesef çok kısa süre motive edebiliyoruz. Bir süre sonra ödüle doyan ve tatmin olan çocuk yapması gereken şeyleri de yapmamaya başlıyor ki bir anlamda ödül dediğimiz kavramla yaptırmak istediklerimizi tamamen red edebiliyor. Peki neden?

Bunun yanıtını da araştıran yazar, kitabında konuyu şöyle belirtmiş “Çocuğun ödülle yaptırılan işten soğuduğunu, hem söylediklerinde, hem davranışlarında, hem de beyin hareketlerinde görebiliriz. İnsanlara bir iş ya da bir davranış için ödül verilince ve daha sonra o ödül kaldırılınca kişinin o işten çok daha az keyif aldığını beyinde görebiliriz. Beyin keyif bölgesi ödül kalkınca, aktive olmaz. Yani kişi başta ödül sebebiyle keyif aldığı o işten artık keyif alamaz hale gelir.”

Hal böyle olmasına gerek rağmen günümüz eğitim sisteminde gerekse günümüz aile yapılarında “ödül” kavramının bolca kullanıldığını görmekteyiz. Ana okullarındaki sticker çıkartmalardan tutun da “yemek yersen parka gideriz” söylemlerine kadar pek çok aşamada çocuklarımıza bir şeyleri koşullarla ödül vaatleri ile yaptırmıyor muyuz? Peki ömür boyu motive edebilmek için çocuklarımıza ödüller mi dağıtacağız? Bir gün ödül verecek imkanımız olmadığında ne olacak? Ödüle alışan çocuğu artık ödül olmadan motive edebilecek miyiz sorularının cevaplarını çok net vermiş yazar kitabında.

Diğer yandan “ceza” kavramı ile “ödül” kavramının bire bir aynı olduğunu da şöyle belirtiyor yazar:
“Ödevini yaparsan bilgisayarla oynayabilirsin"
“Ödevini yapmazsan bilgisayarla oynayamazsın”
Sizce yukarıdaki iki cümle arasında fark var mı? Hayır yok elbette ancak biri ödül diğeri de ceza cümlecikleri. Demek ki ödül ile ceza yani şart koşma ve mahrum bırakma aslında birbiri ile oldukça ilintili kavramlar ve çocuk beyni de bunu algılayabilecek kadar gelişmiş bir düzenek. O zaman ödül verdiğimizi düşündüğümüzde aslında aksi durumda mahrum kalacağı için çocuğa ceza da vermiş olmuyor muyuz?

Çocuk gelişiminde oldukça işimize yarayacak bilgilerin yanı sıra günlük hayatımızda ve çalışma hayatımızda da işimize yarayacak bilgiler sunuyor bize “Beni Ödülle Cezalandırma”. Tüm ebeveynlerin okumasını yürekten tavsiye ediyorum.

 Pınar Yeşiltay SEVİM
@okuyananne
İzmir



              



Hiç yorum yok

Yorum Gönder

© Okuyan Anne - Yeni Nesil Annenin Kitaplığı
Maira Gall
Okuyan Anne - Yeni Nesil Annenin Kitaplığı - ©

Blog Tasarımı

Bu sitede yayınlanan yazılar ve resimlerin izinsiz kullanılması
5846 sayılı fikir ve sanat eserleri yasasına aykırıdır.