Çocukluk Değişiyor: Zorlaşan Bir Dünyada Çocuk Olmak


9 Haziran 2025 Pazartesi

Pınar Yeşiltay Sevim | Medya Ege Köşe Yazısı

Gözümüzü açtığımız her yeni sabah, dünyanın bir önceki günden daha karmaşık, daha belirsiz ve daha kaygı verici hale geldiğini görüyoruz. Peki ya çocuklar? Yetişkinlerin bu yeni dünyayla baş etme çabalarının gölgesinde, geleceğimizin emanetçileri olan çocuklar, bu hızlı değişim rüzgarlarının tam ortasında savruluyor. Bugün çocuk olmak, geçmişte hiç olmadığı kadar zor. Ve bu sadece Pınar olarak bnim gözlemim değil; UNESCO, UNICEF ve OECD’nin 2024-2025 yılları için yayınladığı son raporlar da bu acı gerçeği rakamlarla ortaya koyuyor.


Dünyanın Kriz Haritası: Çocukların Gerçekliği


UNESCO 2024 Eğitim Raporu'na göre 10 çocuktan 4’ü, temel eğitim hakkına erişimde ciddi zorluklar yaşıyor. 2025 projeksiyonlarına göre iklim krizleri, savaşlar, pandemiler sonrası ekonomik krizler ve sosyal adaletsizlikler çocukları daha önce hiç olmadığı kadar kırılgan hale getirdi. Artık çocuklar bırakın doğayı, yaşamı duyguları ile bile başedemiyorlar.


İklim Değişikliği: Dünya genelinde her yıl 1 milyar çocuk, aşırı hava olaylarının tehdidi altında yaşıyor.

Eğitimde Erişim: 244 milyon çocuk hâlâ okula gidemiyor; bu çocukların çoğu çatışma bölgelerinde, göçmen ya da mülteci olarak yaşıyor.

Ekonomik Sıkıntılar: UNICEF 2025 verilerine göre dünya genelinde her 3 çocuktan 1’i aşırı yoksulluk içinde yaşıyor.

Gelişmiş ülkelerde dahi artan sosyal eşitsizlikler, çocukların geleceğe dair umutlarını törpülüyor. Türkiye için de duyumun vahametini zaten yaşayarak görüyoruz.



Dijital Kuşatma ve Beyin Çürümesi


Pandemi sonrası dönemde dijitalleşme, eğitim ve sosyalleşmenin omurgası haline geldi. Ancak UNESCO’nun 2024 “Dijital Eğitim ve Çocuk Beyni” raporu, uzun süreli ekran maruziyetinin çocuk beyninde dikkat, hafıza ve bilişsel işlemleme üzerinde ciddi etkileri olduğunu ortaya koyuyor.


Dijital Yorgunluk: Çocuklar günde ortalama 6-7 saat ekran başında geçiriyor. Tabi durum ebeveynler için de farklı ve güvenli değil.


Beyin Çürümesi (Brain Rot): Hızlı içerik tüketimi, odaklanma süresini %40 oranında kısaltmış durumda (UNESCO, 2025).Her geçen dakika biraz daha köreliyoruz. Hatta bu satırları da ekran başında  (hatta bayram tatili dönüşü yolda) yazdığımı da dikkate alırsak işin vahametinin hepimizi sardığını görebiliriz.


Bilişsel Gerileme: Dikkat süresinin azalması, hafıza kapasitesinin zayıflaması ve öğrenme motivasyonunun düşmesi gibi etkiler bilimsel araştırmalarla doğrulanıyor.


Bu durum, çocukların yalnızca akademik performanslarını değil, duygusal ve sosyal gelişimlerini de tehdit ediyor. Kısacası çocuklar artık odaklanaMIYOR, dikkat edeMİYOR, başedeMİYOR!



Artan Psikolojik Yük: Kaygı, Depresyon ve Yalnızlık


Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2024 verilerine göre:10-19 yaş arası gençlerde depresyon en yaygın ruhsal sağlık problemi haline geldiğini görüyoruz. Ergen intiharları genç ölümler arasında dördüncü sırada yer alıyor. Akademik baskılar, gelecek belirsizlikleri, her geçen yıl artan rekabet ve sınav stresi, ve sosyal izolasyon yalnızlaşma, tüketim odaklı ilişkiler, çocukları kronik kaygı ve depresyonla baş etmeye zorluyor.



Tüketim Alışkanlıkları: Minik Tüketiciler


UNESCO 2024 Tüketim ve Çocukluk Raporuna göre çocuklar yılda ortalama 10.000 reklamla karşılaşıyor.

12 yaş altı çocuklar, ailelerin satın alma kararlarında %70 etkili.Haliyle boyundan fazla karar vermek zorunda kalıyorlar. Oysa 12 yaş öncesi çocuklarda frontal lob aktivasyonun ya çok az ya da henüz yeterli olmadığını biliyoruz.


Çocuklar doğar doğmaz bir tüketim kültürünün içine çekiliyor; bu da uzun vadede üretkenliklerini ve duygusal doyumlarını olumsuz etkileyebiliyor. Doyumsuz, mutsuz, doğamın bağımlısı nesiller yetiştiriyoruz.



PEKİ NE YAPACAĞIZ?

Beyin Çürümesine Karşı Bilişsel Yeteneklerin Güçlendirilmesi


Dünya değişirken çocuklarımızın zihinlerini korumak ve geliştirmek için sistematik ve bilimsel yaklaşımlar gerekiyor. UNESCO, OECD ve UNICEF verilerine dayanarak şu önerilerde bulunabilirim;


1. Dijital Diyet ve Ekran Süresi Yönetimi


Çocukların ekran kullanım süreleri yaşlarına uygun şekilde sınırlandırılmalı.

Sosyal medya ve hızlı içerik tüketimi yerine interaktif, yaratıcı dijital araçlar teşvik edilmeli.

Aileler ekran kullanımına ilişkin bilinçlendirilerek "dijital aile anlaşmaları" yapılmalı.


2. Dikkat ve Hafıza Geliştirme Programları (KidzBrain Beyin ve Öğrenme Merkezi Modelleri)


Bilişsel egzersiz programları (Brain Gym, Nörobik Egzersizler) müfredata dahil edilmeli.

Çocuklara mindfulness ve dikkat eğitimi verilerek odaklanma becerileri artırılmalı.

Kısa süreli hafıza, işlemleme hızı ve problem çözme becerilerini destekleyen oyun temelli eğitim modelleri uygulanmalı.


3. Bilişsel Beceri Eğitimleri


Eleştirel düşünme, yaratıcılık, işbirliği ve problem çözme gibi becerileri geliştiren programlar yaygınlaştırılmalı.

Erken yaşlarda bilişsel gelişimi destekleyen oyunlar ve etkinlikler teşvik edilmeli.

Finlandiya, Estonya gibi ülkelerde uygulanan proje tabanlı öğrenme modelleri örnek alınmalı.


4. Doğa Temelli Eğitim ve Hareket


Çocukların doğayla temasını artıracak eğitim modelleri geliştirilmeli.

Açık hava etkinlikleri, fiziksel aktivite ve oyun yoluyla beyin plastisitesi desteklenmeli.



5. Aile Eğitimleri ve Ebeveyn Destek Programları


Ebeveynler için dijital okuryazarlık ve bilinçli ekran kullanımı eğitimleri verilmeli.

Ailelere çocuklarla sağlıklı iletişim, oyun ve birlikte kaliteli zaman geçirme konusunda rehberlik edilmeli.

Bu adımlar, sadece bireysel çocukların değil, bir toplumun kolektif bilişsel sağlığını korumak ve güçlendirmek için de kritik öneme sahiptir.



Çocuklar İçin Daha İyi Bir Bugün Mümkün


Bugün çocuk olmak zor. Ama daha iyi bir dünya inşa etmek elimizde. Çocukların sağlıklı gelişimi için yalnızca eğitimde değil; sağlıkta, aile yapısında, sosyal yaşamda ve teknolojinin kullanımında da köklü değişiklikler yapmalıyız. Onların oyun oynamaya, keşfetmeye, hayal kurmaya, hata yapmaya ve her şeyden önce çocukluklarını doya doya yaşamaya ihtiyaçları var.


Unutmayalım, çocuklar yalnızca geleceğimiz değil, bugünün de vatandaşlarıdır. Ve onlara daha iyi bir bugün vermek, hepimizin ortak sorumluluğudur.

© Okuyan Anne - Yeni Nesil Annenin Kitaplığı
Maira Gall
Okuyan Anne - Yeni Nesil Annenin Kitaplığı - ©

Blog Tasarımı

Bu sitede yayınlanan yazılar ve resimlerin izinsiz kullanılması
5846 sayılı fikir ve sanat eserleri yasasına aykırıdır.